AK Parti Genel Başkan Yardımcısı İleri, Erzurum’da STK’larla Bir Araya Geldi

.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Erzurum’da Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve parti yöneticileriyle bir araya geldi. İleri, toplantıda yaptığı konuşmada, “Böyle bir dünyada kendi gücünü toparlamış Türkiye, özellikle Cumhurbaşkanımız gibi kuvvetli bir siyasi ve toparlayıcı liderin öncülüğünde yürüyen bir Türkiye için çok önemli bir pencere açılmış durumda” dedi.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, AK Parti Erzurum milletvekili adayı Muhammed Gökberk Kocaaliler, partisinin ilçe başkanları ve yöneticileriyle Büyükşehir Belediyesi Müceldili Konağı'nda, sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileriyle bir araya geldi.

İleri, burada yaptığı konuşmada, “Yaklaşmakta olan 14 Mayıs seçimi var. Türkiye açısından özel bir dönem yaşıyoruz. Yurtiçine bakıyoruz, gerçekten alt yapımızı önemli ölçüde geliştirmiş, içimizdeki potansiyeli enerji haline getirmiş, yürümeye hazırlanmış bir Türkiye var. Yüzümüzü bir an önce yurtdışına döndürüyoruz ve şunu görüyoruz. Yurtdışında uluslararası konjonktürü ele aldığımızda hakikaten çok önemli bir fırsat penceresi açılmış durumda. Tarihçiler genelde şunu söyler. Dünyada güç dengelerinin değişmesi, ya büyük bir salgın sonucunda ya büyük bir savaş sonucunda ya da genelde küresel anlamda etkisi olan ekonomik kriz sonucunda oluyor. Şu 3-5 yıla baktığımızda görüyoruz ki bu üçü de gerçekleşmiş durumda. Global sistemin temelinden sarsıldığı bir dönemdeyiz. Dolayısıyla tabiri caizse masa yeniden kuruluyor ve kartlar yeniden dağıtılıyor. İşte böyle bir dünyada kendi gücünü toparlamış Türkiye, özellikle Cumhurbaşkanımız gibi kuvvetli bir siyasi ve toparlayıcı liderin liderliğinde yürüyen bir Türkiye için çok önemli bir pencere açılmış durumda. Belki de 200 yıldır beklediğimiz fırsat penceresi şu an önümüzde açık ve bizim o pencereden geçmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Devlet ve Millet Kaynaşıyor

AK Parti’nin 22 yılda yaptığı çalışmalara değinen İleri, yatırımlarla milletin özgüveninin yerine geldiğini söyleyerek, “Cumhurbaşkanımız liderliğinde AK Parti iktidarları sürecinde, son 22 yılda yapılanlara baksak, listelemeye çalışsak, ki bırakın 22 yılı son üç haftada yapılanları sıralamaya çalışsak bile zorlanırız. Genel itibariyle baktığımızda hakikaten saatlerce konuşmamız gerekir. Elini vicdanına koyan herkes net bir şekilde görüyor. Bu ülkede son 22 yılda sağlıktan savunma sanayiye, eğitimden ulaşıma her alanda önemli bir yatırıma imza atıldı. Sadece savunma sanayi örneğini bile aldığımızda ihracat rakamlarımız ortada. 4,4 milyar dolardı en son, sadece savunma sanayiinde. Bundan 20 yıl önce 250 milyon dolardı. Sağlıkta şehir hastaneleri, ulaşımda duble yollardan tutun hızlı trenlere kadar, eğitimin yaygınlaştırılması, demokratikleşmesi, evrenselleştirilmesi anlamında her alanda atılımlar yapıldı. Bu atılımları biz kerim devlet anlayışının egemen olması olarak düşünebiliriz. Devlet bir taraftan anne gibi şefkatli ama diğer taraftan baba gibi koruyucu hale geldi. Devlet ve millet kaynaşması bu şekilde sağlanmış oldu. Ama bunun da ötesinde milletin özgüveni geri geldi. Bu millet artık yeterince çaba harcarsa neler yapabileceğini genciyle yaşlısıyla görmüş durumda. Potansiyelini fark etmiş durumda. Tarihin ona verdiği misyonu tekrar görmüş durumda ve coğrafyamızın bize verdiği stratejik avantajları içselleştirmiş durumda” ifadelerini kullandı.

Demokrasilerde Eleştiri Olmazsa Olmaz

Türkiye’de muhalefetin yapıcı eleştiri yapamadığını belirten  İleri, “Bütün bunlar Türkiye Yüzyılı’nın neye benzeyeceğini ortaya koyuyor. Bizler istiyoruz ki milletin bu kadar hayrına olan gelişmelere hep beraber mutlu olalım. Bunlardan hep beraber gurur duyalım. Ama bu noktada üzülerek görüyoruz ki karşımızdaki muhalefet yapısı hepimizi mutlu eden bu gelişmelerde yeterince mutlu olmuyor. Bu da bizi üzüyor. Şuna samimiyetle inanıyoruz. Demokrasilerde muhalefet olmazsa olmaz. İyi muhalefet demokrasiye katkı verir. Olgun eleştiri, yerinde eleştiri yapıcı eleştiri hepimizi geliştirir. Bunların mutlaka bir ülkede olması gerekiyor. Ancak şu içinden geçtiğimiz süreçte Türkiye’deki muhalefet anlayışının bu vizyona çok uzak olduğunu görüyoruz. Muhalefet yapmak adına deprem sürecinde dahi siyaset yapmak, seçimi erteletmeyeceğiz diyerek anlam veremediğimiz bir çıkış yapmak, hiçbir ortamda bir araya gelmeyeceğiz demek, insanları yönlendirmeye çalışmak, beni hem vatandaş hem siyasetçi olarak çok üzüyor. Ümit ediyoruz ki 14 Mayıs seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hizmet siyasetinin ön plana çıktığı bir süreçte karşımızdaki muhalefet anlayışı da kendini yenilemek zorunda kalacaktır” açıklamalarında bulundu..



Başlık