Gamze İSPİRLİ/ Kentvizyonhaber
Geçtiğimiz gün kaleme aldığım ''Atatürk Üniverstesi ve Beyin Göçü'' başlıklı yazımız kent gündeminde önemli bir yer edindi. Siyaseteçi, bürokrat , akademisyen ve sivil toplum kuruluş temsilcileri yazı konusunda beni arayarak, konuyu detaylarıyla analiz etmemi istedi.
Konuyla ilgili Atatürk Üniversitesi tarafından yazılı açıklama yapıldı.
Okurlarım benim bu konularda objektif yazılar kaleme aldığımı çok iyi bilir.
Amacım kentin hak ettiği konuma gelmesi konusunda herkesin üzerine düşeni en iyi şekilde yapmasını sağlayarak, kentin sorunları konusunda farkındalık oluşturmak.
Yazımın içeriğinde özetle Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Parlak'ın mobbing konusundaki iddialarını dile getirerek, beyin göçünün nedenlerini analiz etmiştim.
Atatürk Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü Prof. Dr. Besim Yıldırım tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi
''Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliğinin 16 ve 18. maddelerinde açıkça ifade edildiği üzere; anabilim dalı başkanlarının görev süreleri üç yıldır ve görev süresi biten anabilim dalı başkanlığı için, ilgili bölümde bulunan öğretim üyelerince yapılan seçimle (onların oylarıyla) yeni anabilim dalı başkanı seçilir. Önceden anabilim dalı başkanı olan Mehmet Parlak üç yıllık görev süresi bitiminde yapılan seçimde kazanamamış, ilgili bölümdeki öğretim üyeleri Mehmet Parlak’ı değil başka bir öğretim üyesini tercih etmişlerdir.
Tıp Fakültesi kapsamında son 5 yıllık dönemde yaklaşık 200 adet ön inceleme, disiplin soruşturması ve araştırma-inceleme yürütülmüştür. Fakültemiz bünyesinde yaklaşık 100 profesör olduğu ve sırayla görevlendirme yapıldığı için, diğer profesörlerde olduğu gibi Mehmet Parlak’ın da 2 adet soruşturma dosyasında soruşturmacı olarak görevlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Mehmet Parlak’a da diğer öğretim üyelerine verilen soruşturma dosyası sayısı kadar soruşturmacı görevi verilmiştir. Kendisine verilen söz konusu 2 adet soruşturma dosyasını, kendisine yapılan tüm sözlü ve yazılı uyarılara rağmen usulüne uygun şekilde yasal süresinde tamamlamamış, bu nedenle bu dosyalar Mehmet Parlak’tan alınarak başka bir öğretim üyesine verilmiştir. Kendisine verilen görevleri yerine getirmediğinden, bu konu hakkında gerekli idari işlemler yapılmıştır.
Mehmet Parlak fakültemizin diğer öğretim üyelerinin, profesörlerinin sahip olduğu tüm hak ve özgürlüklerden herhangi bir kısıtlama olmaksızın yararlanmış, halen de yararlanmaktadır. Akademik araştırmalarını, sağlık, hasta bakımı ve tedavisi ile ilgili faaliyetlerini, eğitim alanındaki hizmetlerini hiçbir aksaklık olmadan sürdürmüş ve halen sürdürmektedir. Şu ana kadar istediği tarihte yıllık izinlerini almış, istediği kongre ve bilimsel toplantılara katılmış olup, bugüne kadar idareden (Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Hastane Başhekimliği) sözlü ya da yazılı olarak, kanun ve hukuka uygun talep ettiği tüm istekleri yerine getirilmiştir.
Kendisi hakkında açılan soruşturmalar, kendisi hakkında yapılan şikayetler ve kendisine verilen görevleri yerine getirmemesi nedeniyle açılmış olup, tüm bu soruşturmalar hukuka uygun olarak tamamlanmış ve soruşturmanın sonucu ilgili soruşturmacının kararına göre belirlenmiştir. Soruşturma sonuçlarının bir kısmına itiraz hakkını kullanmamıştır.
Pandemi ile mücadele kapsamında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok önlemler alınmış ve bazı hastaneler sadece Covid-19 hastalarını kabul ederken, bazı hastaneler de kendi bünyelerinde Covid-19 servisleri açmışlardır. Pandemi nedeniyle bazı servislerin yeri geçici olarak değiştirilmiş ve Covid-19 hastalarının yatışı buralara yapılmıştır. Bu tür önlemler sadece bizim hastanemizde değil, ülkemizin tüm şehirlerinde ve dünyanın her yerinde uygulanmış zorunlu ve akılcı adımlardır. Mehmet Parlak bölümdeki tek öğretim üyesi değildir ve servislerin geçici olarak yerlerinin değiştirilmesi sadece Mehmet Parlak’ı değil ilgili bölümde bulunan diğer 6 öğretim üyesini de eşit şekilde etkilemiştir.
Pandemi döneminde Covid-19 hastalarının yatırılarak tedavilerinin yapıldığı yeni klinikler/servisler açıldı. Pandemi ile mücadele kapsamında yoğun hasta akışı nedeniyle, hastalara hizmetlerin aksamadan sürdürülmesi için hemen hemen tüm bölümlerden, durumlarına uygun şekilde öğretim üyeleri ve araştırma görevlisi doktorlar bu yeni kliniklerde görevlendirildi. Yani covid-19 hastalarına sadece enfeksiyon hastalıkları, göğüs hastalıkları ve yoğun bakım doktorları bakmadı, diğer bölümde çalışan doktorlar da verilen görevleri sürdürdüler ve görevlendirilenler hastane işleyişine uygun şekilde görevli olan herkes nöbet ve çalışma listelerinde yer aldı. Mehmet Parlak başlangıçta Covid servislerinde hiçbir şekilde görev almamış ve çalışmamıştır. Yine de bu servisler için çalışma ve nöbet listeleri hazırlanırken kendisine görev alıp almayacağı sorulmuş; ancak yaşını gerekçe göstererek çalışmayacağını dile getirmiştir. Pandeminin başlangıç döneminde Sağlık Bakanlığı tarafından Covid servislerinde çalışacak olanlara ek ücret verilmesi durumu belirsizdi yani maddi bir getirisi olacağına dair bilgi yoktu. Sonradan Bakanlık bu ödemelerin yapılabileceğini söyledi ve çalışanlara ödemeler yapıldı. Mehmet Parlak daha önce yaşını bahane ederek çalışmak istemediğini söylerken, ödeme yapılmaya başlanınca Covid servislerinde çalışmak istediğini belirtmiş ve çalışma listesine eklenerek ondan sonra ödenen tüm ücretleri eksiksiz olarak almaya başlamıştır. Parasının ödenmediği iddiası tamamen yanlıştır. Çalışmadığı ve görevli olmadığı herkes tarafından bilinen, çalışma ve nöbet listelerinde olmamasına rağmen, hiçbir hastaya bakmadığı bir dönemin ödenmesini talep etmiş ve mahkeme de aleyhine sonuçlanmıştır.
İsim tabelasının çıkarılması iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Mehmet Parlak anabilim Dalı başkanlığı seçimini kaybetmiş, anabilim dalı başkanı değişmiş olmasına rağmen, hala kendisi anabilim dalı başkanıymış gibi tabelasını aylarca kapısında asılı olarak bekletmiştir. Artık anabilim dalı başkanı olmadığı için tabelasını kaldırması yönünde defalarca uyarılmış ancak kaldırmamakta ısrar etmiştir. Bu tabelasını kaldırıp, hastane tarafından verilen yeni tabelanın asılması yönüyle defalarca uyarılmış, anabilim dalı başkanı olmamasına rağmen bu tabelayı indirmeyi kabul etmeyerek anabilim dalı başkanı görevini sürdürüyormuş gibi göstermeye çalışmıştır. Bu nedenle standartlara uygun olmayan tabelası kaldırılmış ve tüm öğretim üyelerinin kullandığı, Mehmet Parlak’ın kendi adı ve unvanının yer aldığı standart bir tabela kapısına asılmıştır.''
Açıklamalar bu yönde umarız taraflar arasındaki yaklaşımlar daha yapıcı olur ve kentin hak ettiği konuma gelmesi konusunda rasyonel çözümler üretilir.