Bakan Eroğlu: 81 İl İçin İçmesuyu Eylem Planı Hazırlandık

Bakan Eroğlu: 81 İl İçin İçmesuyu Eylem Planı Hazırlandık

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, su meselesinin kökten çözümüne yönelik olarak 81il için içmesuyu Eylem Planı hazırlandıklarını belirterek, "İçmesuyu ile alakalı çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. İllerimizin 2040 ve 2050 yıllarına kadar içmesuyu ihtiyacını, gelecek nüfuslarını ve su kaynaklarını dikkate alarak planladık" dedi.

Eroğlu bugün İstanbul Afet Koordinasyon Merkezi`nde (AKOM) düzenlediği basın toplantısında son dönemde yaşanan kuraklık ve şehirlerin içmesuyu durumları ile alakalı açıklamalarda bulundu.

Türkiye`nin 81 ilindeki içme ve kullanma sularının durumunu değerlendiren Orman ve Eroğlu "Herkesin bildiği gibi Türkiye yarı kurak bir iklim bölgesinde yer alıyor. Bizim yaptığımız tesisler olmasa ne içmesuyu ne sulama suyu temin edilebilirdi" dedi.

-"SULARIMIZI TEK ELDEN VE Havza BAZINDA YÖNETMEK GEREKİR"-

Türkiye`nin bulunduğu coğrafi konum itibariyle bazı yılların kurak, bazı yılların yağışlı geçtiğini ifade eden Eroğlu "Türkiye`de yağış rejimi düzenli değil ve bölgelere göre farklılık gösteriyor. Bu sebeple suya en fazla ihtiyaç duyulan yaz aylarında, ihtiyacı karşılayabilmek için baraj ve göletler inşa ediyoruz. Sularımızı tek elden ve Havza bazında yönetmek gerekir. Biz bunun çabası içindeyiz. Hazırladığımız kuraklık yönetim planları ile kurak dönemden önce, kuraklık esnasında ve sonrasında bütün su kullanım alanları için alınacak tedbirler ve hayata geçirilecek uygulamalar üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu.

-"81 İLİN İÇMESUYU EYLEM PLANI HAZIRLANDI"-

Su meselesinin kökten çözümüne yönelik olarak 81il için içmesuyu Eylem Planı hazırlandığını kaydeden Eroğlu, "İçmesuyu ile alakalı çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. İllerimizin 2040 ve 2050 yıllarına kadar içmesuyu ihtiyacını, gelecek nüfuslarını ve su kaynaklarını dikkate alarak planladık. İçmesuyu ihtiyacı acil olan illerimizden başlayarak, şehirlerimizin içmesuyu ihtiyacını karşıladık. Planlarımızı en az 30 yılın ihtiyaçlarını dikkate alarak yapıyoruz. İşletmeye aldığımız 76 adet içmesuyu tesisi ile takriben 41 milyon kişiye içmesuyu sağladık. İnşaatları devam eden 39 adet projeyi de tamamladığımızda 18 milyon kişiye daha içmesuyu sağlamış olacağız" dedi.

-"İSTANBUL`U SUSUZ BIRAKMADIK"-

Nüfus bakımından pek çok ülkeden daha büyük olan İstanbul`un günlük su tüketiminin ortalama 2 milyon 500 bin metreküp olduğunu vurgulayan Eroğlu şunları kaydetti:

"Takriben 14 milyon nüfusu olan İstanbul`u susuz bırakmadık. İstanbul`un su ihtiyacını karşılamak maksadıyla iyi bir planlama yaptık. İstanbul`a 2005 yılında yaklaşık 697 metreküp, 2013 yılında ise 909 milyon metreküp su sağladık. Anadolu ve Avrupa yakaları arasında nüfus ve su kaynakları açısından ters bir orantı var. Su kaynaklarının yüzde 60`ına sahip olan Anadolu yakası İstanbul`un toplam nüfusunun yüzde 35`ini oluşturuyor. Avrupa yakası ise yüzde 65`lik nüfusu ile su kaynaklarının yüzde 40`ına sahip. Avrupa yakısındaki bu yoğun nüfusun su ihtiyacını karşılayabilmek için Cumhuriyet tarihimizin en büyük içmesuyu projesi olan Melen`i hayata geçirdik. İstanbul`un mevcut su kaynakları yıllık yaklaşık 1 milyar 367 milyon m3 olup 2035 yılına kademeli olarak devreye alınacak Büyük Melen II ve III, Osmangazi ve Sungurlu Barajları ile de kadar yaklaşık 1 milyar 772 milyon metreküp ilave su sağlanacak. Toplam 3 milyar 139 milyon metreküp su ile 35 milyon nüfusun su ihtiyacı karşılanacak."

-"TÜRKİYE`NİN EN UZUN TÜNELİ İLE Ankara`YA İÇMESUYU"-

Ankara`ya ise Gerede Sistemi ile içmesuyu sağlanacağını belirten Eroğlu, 31,6 km uzunluğunda ve 4,5 metre çapında Türkiye`nin en uzun iletim tüneli vasıtasıyla Gerede Havzası`ndan yılda 226 milyon metreküp su Çamlıdere Barajı`na aktarılacağını söyledi.

-"İZMİR`İN İÇMESUYU PROBLEMİ KÖKÜNDEN ÇÖZDÜK"-

Gördes Barajı ve İsale Hattı`nın tamamlanarak, İzmir`in 2040 yılına kadar olan içmesuyu probleminin çözüldüğünü ifade eden Eroğlu, "Gördes Barajı ve 106,5 km`lik isale hattıyla İzmir`in içmesuyu problemi kökünden çözdük" dedi.

-"KKTC`YE 75 MİLYON METREKÜP SU İLETİLECEK"-

Eroğlu, 81 ilin dışında yıllardır su sıkıntısı çeken KKTC`nin su ihtiyacının karşılanması maksadıyla dünya`da bir ilk olan proje muhtevasındaki toplam 107 km uzunluğundaki deniz geçişi boru hattı ile yılda 75 milyon metreküp suyun adaya iletileceğini ifade etti.

- "Konya KAPALI HAVZASI`NA 700 MİLYON METREKÜP İLAVE SU SAĞLIYORUZ"-

Son günlerde Konya Kapalı Havzası`nda yaşanan kuraklık ile alakalı değerlendirmelerde bulunan Eroğlu açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

"Konya Kapalı Havzası yağışlardan başka beslenimi olmayan, su kaynaklarının kısıtlı, suya olan talebin ise en yoğun olduğu alanlardan biri. En geniş yüzölçümüne sahip olan Konya ilimizin su yılları yağış miktarlarını Türkiye ortalaması ile mukayese ettiğimizde yaklaşık yüzde 50 daha az. Biz bunun için önlemlerimizi aldık Konya Kapalı Havzası`na yıllık yaklaşık 700 milyon metreküp ilave su sağlıyoruz. Çiftçilerimizin ihtiyaç duyduğu sulama suyunu da problemsiz olarak temin ediyoruz. Ayrıca bu bölgede bulunan Konya, Niğde, Aksaray ve Karaman illerinde içme-kullanma suyunun temininde de bir sıkıntı söz konusu değil."

- "Sapanca VE MEKE GÖLLERİNDE ENDİŞELENECEK BİR DURUM YOK"-

2013 yılında Sapanca Gölü Havza Koruma Eylem Planı hazırladıklarını ifade eden Eroğlu, Sapanca Gölü`nün mevcut su kotunun 29,57 m seviyesinde olduğunu ve bu seviyede gölde 1 milyar 237 milyon metre su bulunduğunu belirtti. Sapanca Gölü`ndeki su seviyesinin geçmişte de bu seviyelere düştüğü yıllar olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Bugüne kadar 22 su kalitesi parametresinde hiçbir olumsuz değişiklik olmadı. Kimse merak etmesin Sapanca Gölünde mevcut kullanılabilir su miktarı Kocaeli ve Sakarya`ya yıl sonuna kadar yetecek miktardadır" dedi.

Meke Gölü`nün ise Türkiye`de yağışın en az ve buharlaşmanın en fazla olduğu bölgede yer aldığını ifade eden Eroğlu "Bölgedeki volkanik kütlenin yapısı, en şiddetli yağmuru bile hızla emecek çok geçirimli bir yapıya sahip. Göl çevresi birçok kuş türünün üreme bölgesi olmasına rağmen su içerisinde mikrobiyolojik aktivite dışında canlı hayatı bulunmuyor. Kuraklık sebebiyle göl içerisinde yer alan bazı mikroorganizmaların kalıntıları belirli dönemde yoğunlaştığı için bazı dönemlerde göl tamamen kırmızıya boyanmış gibi görünüyor" diye konuştu.

2

Başlık