Yağ yerine kas ve su kaybedebilirsiniz!
Kişiye özel hazırlanmayan, düşük kalorili, karbonhidrat, protein ve yağ içerikleri dengesiz, vitamin ve mineral oranları yetersiz listelerle sağlanan kilo kaybı aldatıcıdır çünkü bu kayıp yağdan değil kas ve sudan olmaktadır. Vücudun kas kaybetmesi ise metabolizmanın tembelleşmesi demektir. Bu yüzden sağlıksız diyetler uygulayanlar normal beslenmeye geçtiklerinde verdikleri kiloları fazlasıyla geri alırlar.
Sağlıksız zayıflamaya yol açabilecek diyetleri 3 başlık altında toplanacak olursa;
YÜKSEK PROTEİN İÇEREN DİYETLER
Yüksek protein, düşük karbonhidrat ve yüksek yağ içeren diyetler ilk etapta hızlı kilo verdirdiği için tercih edilir. Sağlıklı bir beslenme programında günlük kalorinin en az %50`si karbonhidrat kaynağı besinlerden gelmelidir. Bu oranın %40`ın altına düştüğü diyetlerde birçok sağlık sorunu yaşanabilir.
Diyetin su ve elektrolit dengesinde sebep olduğu bozukluk;
kalsiyum ve sodyum atımında artışa
böbrek taşlarına
hipertansiyona
osteoporoza
Diyetin yağ oranındaki yükseklik;
hiperlipidemiye (kan yağlarının yüksekliği)
kalp damar hastalıklarına
hipertansiyona
karaciğer yağlanmasına
safra kesesi taşlarına
Diyetin yüksek protein içeriği;
böbrek yükünün artmasına
guta
asabiyete ve öfke kontrol sorunlarına
Diyetin yetersiz posa içeriği;
sindirim sistemi sorunlarına
kronik kabızlığa
Diyetin düşük karbonhidrat içeriği;
zihinsel bulanıklığa
dikkat dağınıklığına
uyku sorunlarına
B grubu vitaminlerin yetersizliğine
sinir sisteminin hassaslaşmasına
depresyona sebep olabilir.
ÇOK DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLER (ÇDKD):
Kişinin kalori gereksinimi dikkate alınmaksızın hazırlanan diyetlerdir. Maksimum günlük 500-800 kcal. içerirler. Gerekli besin öğeleri, vitaminler ve mineraller yeterli miktarlarda alınamadığından birçok sağlık sorunu ortaya çıkar.
ÇDKD uygulayanlarda görülen kilo kaybı kesinlikle yağdan değil vücut suyundandır. Dolayısıyla kas kaybı metabolizmanın da tembelleşmesine sebep olur. Bu tür diyetleri uygulayanlarda %20`lere varan metabolik tembelleşme görüldüğü bildirilmektedir. Bu da kişilerin verdikleri kiloları daha hızlı ve kolayca geri almalarına sebep olur.
ÇDKD`lerde kısa vadede baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, uyuşukluk, Bulantı, kusma, kabızlık, soğuğa hassasiyet, kuru cilt, saç-tırnak dökülmeleri ve kırılmaları; mineral ve elektrolit dengesizliği, ağız içi yaralar görülebilir.
ÇDKD`lerde uzun vadede ise kalp ritminde bozukluk, tansiyon dengesizliği, kansızlık, adet düzensizliği, böbrek taşları, bağışıklığın zayıflaması sebebiyle sık ve ağır geçen hastalıklar, kemik erimesi, vitamin ve mineral yetersizliğine bağlı sistem rahatsızlıkları görülebilir.
LAKSATİF VE DİÜRETİK ETKİLERİ OLAN BİTKİSEL ÜRÜNLER ve İLAÇLAR
M-Onep Klinikleri Beslenme Uzmanı Banu Eroğuz Demirözü; kısa sürede kilo verdirdiği iddia edilen ilaçların çoğu laksatif (barsak çalışmasını hızlandırıcı) veya diüretik (su atıcı) etkiye sahip olduğunu, bu sebeple vücutta yağ değil su kaybına sebep olduklarını da sözlerine ekledi. Bu tür ilaçların uzun süre kullanımı vücuttan su ve elektrolit kaybına bağlı olarak; özellikle hayati önem taşıyan potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat minerallerinin kan seviyelerinde düşüklüğe; var olan kalp ve kas bozukluklarının şiddetlenmesine neden olabiliyor. Hatta bazen bu durum geri dönüşsüz sağlık sorunlarına bile getiriyor. Aynı şekilde hazır toz içecekler de sadece diüretik etki gösteriyor.