Yrd. Doç.Dr.Onur Okan Demir, kötü karne getiren çocukların cezalandırılmaması gerektiğini belirtti.
?Çocuğun gelişim düzeyi yaşıtlarına oranla zayıfsa, çocuk öğrenme ve uyumda sorunlar yaşıyor demektir? diyen Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demir, ?Bu sorunlar; zeka engeli, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği, gelişim geriliği, konuşma bozukluğu gibi, çoğu kez genetik geçişle olan çocukta var olan eksiklikleri ifade etmektedir. Bu çocuklar, bireysel boyutta özel eğitimle desteklenmesi gereken çocuklardır? diye konuştu.
Aile İçi Sorunlar Başarısızlığa Yol Açıyor
Aile içi sorunların başarısızlığa neden olduğunu dile getiren Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demir, ?Aile içi iletişim sorunları, ailede süreğen hastalıklar, kardeş doğumu, aile bireylerinin psikiyatrik rahatsızlıkları, boşanma ve kalabalık aile gibi sorunlar var ise çocuk var olan potansiyelini kullanamayabilir. Çocuğun ve ya gencin kendisine ait bir odasının olmaması, ders çalışması için uygun koşulların olmaması ve stres gibi etkenler öğrenmeyi olumsuz etkileyen nedenler arasında yer almaktadır. Bu durumlar çocukta; depresyon, kaygı, alt ıslatma, kekemelik, tırnak yeme gibi psikiyatrik ve davranış sorunları ortaya çıkabiliyor? dedi.
Okulda Yaşanan Olumsuzluklar Öğrenmeyi Güçleştiriyor
Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demir, çocuğun okulda yaşadığı bir sorun örneğin; kendisiyle alay edilmesi, akran zorbalığı, öğretmenin etkili öğretim tekniklerini yeterince kullanmaması ve sınıfın düzeyinde farklılıklar olması gibi nedenler de okul başarısında güçlüğe neden olduğunu ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü; ?Tüm bu durumlar zamanında fark edilmeli ve çocuk / genç için yardım alınmalıdır. Gereken durumlarda birebir özelleştirilmiş program uygulanmalıdır. Karne tüm bir yıl boyunca çocuğun bilişsel -bilgi ile ilgili başarısını, uyumunu ve tüm alanlardaki gelişimini değerlendiren bir göstergedir. Aynı zamanda ailenin ve okulun desteğini de unutmamak lazım.
Kötü Karne Getiren Çocuk Cezalandırılmamalı
Karne sadece çocuğun ve ya gencin değerlendirmesi değil aynı zamanda ailelerin ve okulun değerlendirilmesidir. Bu nedenle onları yalnız bırakmamak, tüm sorumluluğu onlara yüklememek gereklidir. İyi karne getiren çocuğa teşekkür etmeli, dilersek ödüllendirmeli, yaz planını da aktif bir şekilde dinlenebileceği şekilde kendisiyle birlikte organize edilmelidir.
Zayıf karne getiren çocuğu ise asla suçlamamalı, eleştirmemeli ve sorunun neden kaynaklandığını bulmak için tüm bu bilgileri gözden geçirerek sorunu birlikte çözeceğinizi hissettirmelisiniz.
Koşulsuz Her Şarta Onu Sevdiğinizi Göstermelisiniz
Karnesi kötü olan çocuğa kızmak, bağırmak, cezalandırmak çözüm değildir. Ailesinin göstereceği tepkiden korkan çocuk ve gençlerin çok kaygılandığını, hatta intihara ve evden kaçmaya kadar giden durumlar olduğu görülmektedir. ?Seni her durumda seviyoruz, bizim için değerlisin, önemlisin, sorun nerede birlikte araştırıp çözmeye çalışalım? demek en doğru yaklaşımdır. Yaz sürecinde bir uzman yardımı almak, ailenin danışmanlığı ve çocuk/ genç için telafi programı uygulaması yapılması ve sportif faaliyetler ile dinlenmeye zaman ayrılması en doğru yaklaşım olacaktır.
Yrd. Doç.Dr.Onur Okan Demir, kötü karne getiren çocukların cezalandırılmaması gerektiğini belirtti.
?Çocuğun gelişim düzeyi yaşıtlarına oranla zayıfsa, çocuk öğrenme ve uyumda sorunlar yaşıyor demektir? diyen Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demir, ?Bu sorunlar; zeka engeli, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği, gelişim geriliği, konuşma bozukluğu gibi, çoğu kez genetik geçişle olan çocukta var olan eksiklikleri ifade etmektedir. Bu çocuklar, bireysel boyutta özel eğitimle desteklenmesi gereken çocuklardır? diye konuştu.
Aile İçi Sorunlar Başarısızlığa Yol Açıyor
Aile içi sorunların başarısızlığa neden olduğunu dile getiren Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demir, ?Aile içi iletişim sorunları, ailede süreğen hastalıklar, kardeş doğumu, aile bireylerinin psikiyatrik rahatsızlıkları, boşanma ve kalabalık aile gibi sorunlar var ise çocuk var olan potansiyelini kullanamayabilir. Çocuğun ve ya gencin kendisine ait bir odasının olmaması, ders çalışması için uygun koşulların olmaması ve stres gibi etkenler öğrenmeyi olumsuz etkileyen nedenler arasında yer almaktadır. Bu durumlar çocukta; depresyon, kaygı, alt ıslatma, kekemelik, tırnak yeme gibi psikiyatrik ve davranış sorunları ortaya çıkabiliyor? dedi.
Okulda Yaşanan Olumsuzluklar Öğrenmeyi Güçleştiriyor
Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demir, çocuğun okulda yaşadığı bir sorun örneğin; kendisiyle alay edilmesi, akran zorbalığı, öğretmenin etkili öğretim tekniklerini yeterince kullanmaması ve sınıfın düzeyinde farklılıklar olması gibi nedenler de okul başarısında güçlüğe neden olduğunu ifade ederek açıklamasını şöyle sürdürdü; ?Tüm bu durumlar zamanında fark edilmeli ve çocuk / genç için yardım alınmalıdır. Gereken durumlarda birebir özelleştirilmiş program uygulanmalıdır. Karne tüm bir yıl boyunca çocuğun bilişsel -bilgi ile ilgili başarısını, uyumunu ve tüm alanlardaki gelişimini değerlendiren bir göstergedir. Aynı zamanda ailenin ve okulun desteğini de unutmamak lazım.
Kötü Karne Getiren Çocuk Cezalandırılmamalı
Karne sadece çocuğun ve ya gencin değerlendirmesi değil aynı zamanda ailelerin ve okulun değerlendirilmesidir. Bu nedenle onları yalnız bırakmamak, tüm sorumluluğu onlara yüklememek gereklidir. İyi karne getiren çocuğa teşekkür etmeli, dilersek ödüllendirmeli, yaz planını da aktif bir şekilde dinlenebileceği şekilde kendisiyle birlikte organize edilmelidir.
Zayıf karne getiren çocuğu ise asla suçlamamalı, eleştirmemeli ve sorunun neden kaynaklandığını bulmak için tüm bu bilgileri gözden geçirerek sorunu birlikte çözeceğinizi hissettirmelisiniz.
Koşulsuz Her Şarta Onu Sevdiğinizi Göstermelisiniz
Karnesi kötü olan çocuğa kızmak, bağırmak, cezalandırmak çözüm değildir. Ailesinin göstereceği tepkiden korkan çocuk ve gençlerin çok kaygılandığını, hatta intihara ve evden kaçmaya kadar giden durumlar olduğu görülmektedir. ?Seni her durumda seviyoruz, bizim için değerlisin, önemlisin, sorun nerede birlikte araştırıp çözmeye çalışalım? demek en doğru yaklaşımdır. Yaz sürecinde bir uzman yardımı almak, ailenin danışmanlığı ve çocuk/ genç için telafi programı uygulaması yapılması ve sportif faaliyetler ile dinlenmeye zaman ayrılması en doğru yaklaşım olacaktır.
