Kamuda çalışan taşeron işçilerin açtığı binlerce dava, sonuçlandı. Yargı, işçileri haklı buldu. Hükümet ise, iki milyar liraya yaklaşan tazminat yükünden kurtulmak için taşeron işçileri, "davalarla kazanılmış haklarından vazgeçmek" şartıyla "sürekli işçi" kadrosuna almayı planlıyor. Hükümetin belirleyeceği kriterlere göre kadro alacak olan taşeron işçiler, umudunu yeni düzenlemeye bağladı.
Fakülte mezunu taşeronlar ise kadro alma kriterinde ilk sıralarda yer almak istiyor.
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye?de taşeron çalışmanın yoğun olarak olduğu belediyeler ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere 9 iş kolunda yapıldığını ve 27 ili kapsadığını belirtti.
Arslan, taşeron işçilerinin yaşadığı sorunları, beklentilerini ve itirazlarını belirlemek için araştırma yapıldığını kaydetti.
Araştırmaya katılan işçilerin yüzde 34,9?unun 32-38 yaş, yüzde 24,7?sinin 25-31, yüzde 23.6?sının ise 39-45 yaşlarında olduğu görüldü. Araştırma kapsamındaki taşeron işçilerin yüzde 80?ini erkek, yüzde 20?sini ise kadınlar oluşturdu. Taşeron işçilerin yüzde 52,6?sını ilk ve orta öğretim mezunu olurken, lise mezunu işçilerin yüzde 33,8 olduğu ortaya çıktı. Üniversite mezunu taşeron işçilerin oranı ise yüzde 11,2 ile üçüncü sırada yer aldı. Araştırmaya göre, belediye ve bağlı şirketlerde çalışan taşeron işçilerin yüzde 64,6?sının lise ve altı, yüzde 45,7?sinin lise ve üniversite mezunu, sağlık sektöründe çalışanların ise yüzde 37,8?inin lise ve üniversite, yüzde 22,5?inin de lise ve altı mezunu olduğu belirlendi. Araştırma sonuçlarına göre, taşeron işçiler arasında kadın işçilerin erkek işçilere göre daha eğitimli olduğu görüldü. Taşeron işçilerin çoğunluğunun evli ve bunların yüzde 32,4?ünün 2 çocuk sahibi olduğu kaydedildi.
Görüşlerini aldığımız fakülte mezunu taşeron işçiler, kadro almada önceliğin kendilerine verilmesini isteyerek şunları kaydetti:
??Taşeron işçiler olarak temizlik işinde görevlendirildiğimiz halde asli işleri yapıyoruz. Yüzlerce taşeron işçi fakülte mezunu olarak, iş güvencesinden yoksunuz. Kadro vermedeki öncelik eğitim şartına göre yapılmalı, daha sonra kıdem şartı dikkate alınmalıdır. Öğrenim kredisi aldık, bu kredileri ödeyemez duruma geldik. Sorunlarımıza çözüm üretilmelidir??
"TAŞERON İŞÇİLERİN YARISI BİN TL ALTINDA ÜCRET ALIYOR"
Türkiye?de genel işçi ücretleri göz önüne alındığında, taşeron işçilerin ücret seviyelerinin genel tablonun altında seyrettiği dikkat çekti.
Türkiye?de taşeron uygulaması kapsamında çalışan bir milyonun üzerindeki işçinin yarısı bin TL?nin altında maaş alıyor. 2 bin TL ve üstü ücret alan işçilerin oranı ise yüzde 1?i civarında.
Araştırma verileri, bazı işçilerin asgari ücretten daha düşük aylık aldıklarını da ortaya koydu. Taşeron işçileri, işverenler tarafından resmi olarak asgari ücretle çalıştırılıyor olarak gösterilseler de, birçok taşeron işçisinin ücretlerini aldıktan sonra bir kısmını işverene iade ettiği ortaya çıktı.
Türkiye?de taşeron işletmeciliğinin öncelikli olarak belediyelerde ve sağlık sektöründe yaygın olarak kullanıldığı tespit edildi.
Kentvizyon 25 haber portalına özel açıklamalarda bulunan Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, ??Taşeron işçi düzenlemesi önemli bir adımdır, fakat yeterli değildir. Taşeron işçiler konusunda ihalelerin üç yıla kadar yapılacak olması, kıdem tazminatların ödenecek olması , izin hakları olması, önemli bir adımdır, sendika olarak taşeron işçilere kadro talebinde bulunduk ancak bu beklenti gerçekleşmedi. Son 6 içinde taşeron 40 bin işçiyi sendikalarımıza dahil edildi. Taşeron işçilerimizi sendikalaşmaya davet ediyoruz. Erzurum?da da üye yapma çalışmalarımız devam ediyor. Kamu daha çalıştırdığı taşeron işçi sayısını bilmiyor. Taşeron İşçiliği kabullenmiyoruz. Resmi rakamlara göre, belediyeler hariç kamuda 661 bin taşeron işçisi çalışıyor. Ancak biz belediyelerle birlikte gerçek rakamın en az 1.2 milyon olduğunu tahmin ediyoruz.Bunlar, yeni kararlar değil. Daha önce benzer biçimde verilmiş kararlar vardı. Bu karar asıl işverenin iş yerindeki toplusözleşmeden yararlanma hakkını sağlamasına rağmen, çalışanların kadrolarında bir değişiklik getirmiyor.Bizim arzu ettiğimiz, hem asıl işverenin işçisi sayılsın, hem de bunlar asıl işverenin kadrosuna geçirilsin. Fakat yargı bu yönde karar vermiyor. Türkiye?nin 1961 yılında imzaladığı, 1988?de de yürürlüğe giren 94 sayılı İLO Sözleşmesi var. İLO Sözleşmesi tam da taşeron işçilerin ücretlerini düzenliyor. Dolayısıyla Yargıtay?ın verdiği bu karar, İLO Sözleşmesi?ne paralel bir karar ama bu işçilere toplusözleşme hakkını veriyor, asıl işverenin işçilerin haklarının ödenmesini söylüyor. Ama bu işçiler yine taşerona çalışmaya devam ediyor. Dolayısıyla çalışanların arzu ettikleri düzenleme Yargıtay kararıyla gerçek olmuyor?? dedi
BÜLENT ÇAMLI