GAZETECİ ADAYLARI GAZETECİYE ŞİDDETİ DEĞERLENDİRDİ

GAZETECİ ADAYLARI GAZETECİYE ŞİDDETİ DEĞERLENDİRDİ

şiddet 1 6dr77r9b Ülke genelinde basın ve gazetecilere uygulanan darp ve şiddet olayları büyük tepkiye neden oldu. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencilerinden Melik Bulmuş, şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını ve basın özgürlüğünün çiğnenemeyeceğini söyledi. Gazeteci adayları Gazeteciye Şiddeti değerlendirdi Ülke genelinde basın özgürlüğüne vurulan darbe ve gazetecilere uygulanan şiddet olayları, büyük tepkilere, kınamalara neden oldu. Son olarak Fenerbahçe Kalecisi Volkan Demirel`in stat çıkışı sonrasında, güvenlik görevlilerinin fotoğraf çekmek isteyen muhabirlere saldırması ve TÜYAP fuarında gazetecilere uygulanan darp ve engelleme bardağı taşıran son damla oldu. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencilerinden Melik Bulmuş, basın mensuplarının dokunulmaz haklara sahip olması gerektiğini ve şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını söyledi. Gazetecilere uygulanan sansür, engelleme ve saldırıların kabul edilemez olduğunu belirten Bulmuş, "Gazeteci toplumun aynasınıdır. Bu nedenle gazetecinin daha fazla hak ve özgürlüğü sahip olması gerekir. Maalesef geçtiğimiz günlerde gazetecilere uygulanan şiddetlere tanık olduk. İlk önce Volkan`ın korumalarının Milli takım maçı sonrası gazetecilere şiddet uygulaması, ardından TÜYAP Kitap fuarında gazetecilere uygulanan darp ve engelleme. Bizler gazeteci adayıyız böyle durumları gördükçe mesleğimizden soğuyoruz. Bu olayları biz öğrenciler olarak kınıyoruz" ifadelerini kullandı. "GAZETECİ EYLEM YAPMALI" Gazetecilik Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Çağrı Haliloğlu, gazetecilerin engellenemeyeceğini ve uygulanan saldırıların yargıya taşınması gerektiğini kaydetti. Basın özgürlüğünün yasalar ile koruma altında olduğunu ifade eden Haliloğlu, "Hiç kimse belli kurallar ışığında izin verilen haber yapma özgürlüğünü kısıtlayamaz. TÜYAP fuarında gazetecilerin engellendiğini görüyoruz. Niyet ya da kişi beni ilgilendirmiyor. Gazeteciye uygulanan şiddetin her türlüsüne karşıyız. Ayrıca sırf haber yapmak ve konuşmak için aynı görüşte mi olmalıyız? Muhalif kesim bir baskı altında mı kalmak zorunda? Volkan Demirel olayının yorumlanacak bir tarafı yok zaten. Her şey ortada. Bu nedenle bu konu üzerine toplanıp her kesimden gazeteciler eylem yapmalı haklarını daha da aramalı diye düşünüyorum" şeklinde konuştu. Öte yandan Gazetecilik sektöründe aktif bir şekilde çalışan Muhammet Coşkun yaptığı açıklamada, "Topluma maal olmuş birisinin, toplumu bilgilendirici bir gazeteciye karşı bazı sorumlulukları vardır. O da bulunduğu konumu gereği değer yargılarına sahip çıkmasıdır. Şiddet hangi alanda ya da kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez. Ve gazeteciye karşı şiddet gösteriyor ya da şiddet gösterilmesine destek veriyorsa topluma karşı çıkmış olursun bu da başka bir konudur. Kısacası şiddetin her türlüsüne karşıyım" ifadelerini kullandı.