Göz nezlesinin göz beyazı ve göz kapaklarının iç kısmını kaplayan zarın iltihaplanması sonucu oluştuğunu söyleyen göz hastalıkları uzmanı Dr. Gökhan Tufaner; gözde kızarıklık, sulanma, kaşıntı, göz kapaklarının şişmesi ve yapışması gibi durumların göz nezlesinin habercisi olabileceğini ifade etti.
Dr. Tufaner, "Halk arasında göz nezlesi olarak bilinen ?konjonktivit`, göz yüzeyinin bulaşıcı enfeksiyonlarından biridir. Yılın hemen hemen her döneminde her yaştaki kişide görülebilir. Virüsün göze alınmasından sonra 2-3 haftalık süreçte diğer kişilere bulaşma riski de yüksektir. Başta okul, fabrika, hastane ve toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda virüsler kişiden kişiye bulaşabilir. Göz nezlesi öncelikle gözde burun köküne yakın kısımda, sonra da dış kısımlarda batma hissi oluşur. Bir hafta içinde diğer gözle birlikte iki gözde şişlik, kızarıklık, sulanmayla birlikte kornea denilen saydam tabakada birikintiler, ışıktan rahatsızlık ve görme bulanıklığı başlayabilir" dedi.
Hijyen çok önemli
Hızlı ve mevsime uymayan hava sıcaklığı değişiklikleri ile vakaların arttığını belirten Dr. Tufaner, "Viral bir enfeksiyon sonucu özellikle ilerleyen durumlarda kornea tutulumu ile birlikte uzun süren ciddi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bulaşıcılığı yüksek olan hastalıktan korunmak için hijyen çok önemlidir. Bu yüzden eller sık sık su ve sabunla yıkanmalıdır. Ellerle göze dokunmamalı ve ovuşturulmamalıdır. Hapşırırken ağız kapatılmalı ve eller yıkanmalıdır.
Kullanılan havlular kişiye özel olmalı, kağıt havlu ya da mendiller tek kullanımlık olmalıdır. Yastık kılıfı, gözlük, makyaj malzemesi, göz damlaları ve merhemleri ortak kullanılmamalıdır" dedi.
