Tarih: 31.01.2023 14:22

Kahramanmaraşlı Alper Baştuhan, çaresizce Dulkadiroğlu Belediyesi'ne seslendi!

Facebook Twitter Linked-in

Kahramanmaraşlı Mali Müşavir Alper Baştuhan’ın çocuğunun rahatsızlığından dolayı taşındığı bağ evinde başına gelmeyen kalmadı, Dulkadiroğlu Belediyesi de işin içinden çıkamadı. Adalet arayan Alper Baştuhan, çaresiz olarak bölgedeki 915 kaçak yapıyı şikayet etme zorunda kaldığını dile getirerek, "Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak adaletin herkese eşit olmasını istiyorum. Ya tüm kaçak yapılar yıkılsın, ya da benim evim dahil hiç biri yıkılmasın" dedi.

Tural ŞAHBAZLI / KAHRAMANMARAŞ (İGFA) - 2020 yılı içerisinde, COVID-19 Pandemi döneminde 3 yaşındaki oğlunun rahatsızlanarak yoğun bakıma alınması üzerine, temiz havanın çocukları ve ailesi için sağlıklı olacağı düşüncesiyle merkezden uzaklaşıp bağ evine yerleşme kararı veren Kahramanmaraşlı Alper Baştuhan’ın başına gelmeyen kalmadı.

Merkezdeki evini ve arabasını satarak ailesinin rahatlığı için harcayan ve onların sağlıklı hayat sürdürmesi için çalışan Alper Baştuhan ve ailesinin hayatı komşuları (N.Ş) yüzünden adeta kabusa döndü. İddiaya göre Dulkadiroğlu Belediyesi bile bu işe çanak tutarak işin mahkemeye taşınmasına neden oldu.

“ÇOCUĞUMUZUN SAĞLIĞINI DÜŞÜNEREK BAĞ EVİNE TAŞINMA KARARI ALDIK”     

2020 Yılında Pandemi şartları ve yaşadıkları sağlık sıkıntıları ile uğraşan Aile Bağ evi komşularına da danışarak, aldıkları karar ile yaptırdıkları evin gününü göremeyerek şikayetler kapsamında sıkıntılı süreç ile mahkeme koridorlarında mücadele ettiler.

Bağ evine taşınma sebebinin çocuğunun sağlığı olduğunu anlatan Aile Reisi Alper Baştuhan, ilk başta ev yapmama rıza gösteren komşusunun daha sonra kendileri şikayet ettiklerini dile getirerek konuyu şu şekilde anlattı; “2020 yılının sonlarına doğru benim Küçük oğlum 2-3 yaşındaydı o zamanlar bir hafta yoğun bakımda kaldı. Pandemiden dolayı herkes evlere çekilmişti. Biz de bağ evindeki komşularımızın da rızası ile temiz hava çocuğa daha iyi geleceği düşüncesiyle oraya taşındık.

“MAHKEME KORİDORLARI UĞRAK MEKANIMIZ OLDU”

Oradaki ev 20 yıllık bir evdi ve Bakım yapılması gerekiyordu. Bizde Bakım yapıp masraf edeceğimize tamamen yeniden yapmayı tercih ettik. Bu nedenle elde avuçta ne varsa sattık ve yeniden inşatla yeni bir ev yaptık. Bunu yaparken Tapumuz hisse tapulu olduğu için hissedarlara da sorduk ve sıkıntı olmadı. Tek sıkıntı istinat duvarıydı, onu da Hissedarlarla aramızda görüşerek çözdük. Herkes Bağ evine gelmemizi olumlu karşıladı, lakin yan komşumuz (N.Ş)’yi huzursuz etti ve şikayetlerle mahkemelik olduk ve ardından mahkeme koridorları bizim uğrak noktamız oldu. Şikayetlerin ardı arkası kesilmedi. İftiralar bitmek tükenmedi. Dulkadiroğlu Belediyesi ise bu işe çözüm bulamadı” dedi.

“ŞİKAYETLERİN ARDI ARKASI KESİLMEDİ”

İstinat duvarı ile başlayan ve 2. katın kendilerinin Bahçesini gördüğü için Dulkadiroğlu Belediyesine kaçak yapı denilerek şikayetlerin gittiğini dile getiren Mali Müşavir Alper Baştuhan, “Üzerime türlü türlü iftiralar atıldı ve şikayet dilekçeleri ile evimi başıma yıkmaya çalıştılar. Ben o evi yaptırmak için bütün mal varlığımı verdim. Ailem rahat nefes alsın diye lakin benim oraya taşınmamı isteyen komşularım benim evimi başıma yıkmaya çalışıyor N.Ş. isimli komşum kendisinin tanınmış olması ve siyasetle de uğraşması ile Dulkadiroğlu Belediyesinde de bana karşı hamlelerle yıkım kararı çıkarttırdı. Tabi olayları ben sonradan öğrendim ve Mahkemeye başvurma zorunda kaldım. Buna rağmen şikayetler devam etti Ben ise ekonomik krizle beraber masraf yaptığım işi tamamlamak zorunda kaldım ve evin içine taşındım. Hayatımı sürdürmekteyken Dulkadiroğlu Belediyesi incelemeleri ile yıkım kararını verdi ” dedi.

“BANA BAŞKA ÇARE BIRAKMADILAR”

Evim başıma yıkılacaktı ve çaresizdim ve mahkeme yolu bana görünmüştü diyen Alper Baştuhan, “Birçok şeyi göze aldım ve Tapudaki ortaklıkları ayırma davası bile bile açtım. Bu noktada evimi yaptırmaya devam ettim tabii türlü türlü şikayetler oldu tacizler bile oldu. Ben de bunlarla uzlaşmak için yapmayın etmeyin dedim, benim çocuğum Bodrum katta nasıl yaşasın diye serzenişte bulundum. Araya birçok isim kattım eşimizi dostumuzu kattık. 200-500 kişi komşum (N.Ş)’yi aradı, davadan vazgeçsin diye. Mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıktı ama komşum o kararı da bozdurdu. Üst mahkemelere başvurduk Gaziantep Bölge idare mahkemesine daha dosya açılmadan direk reddedildi. Neden böyle yapılır niye yapılır bilemiyorum. Ne yapabilir arayışına girdik fakat ben bu aşamada evimi bitirdim oturmaya da başladım. Bir umutla her şey güzel olur, belki o arada imar affı gelir diye bekledim” dedi.

“SİYASİ GÜCÜNÜDE KULLANARAK DAVAYI BOZDURDU”

Komşusu N.Ş. ‘nin siyasi baskıları ile Dava’yı bozdurmaya çalıştığını dile getiren Alper Baştuhan şu ifadeleri kullandı:

“Olaylardan 3 yıl gibi vakit geçti 2-3 yıl gibi de evde oturuyorum. Bu saatten sonra gidebileceğim bir yerim de yok. Davalar açtık karşılıklı ama bozdurmalar siyasi güçler devreye girdi. Durmak bilmeyen şikayetler kapsamında belediyeden telefonlar geldi. Evi boşaltmamız istendi, yıkılması gerektiği ve Cuma günü yıkıma gelecekleri söylendi. İşin enteresan tarafı Cumartesi günü ben de umre'ye gidiyorum. Dedim ki, en azından ben umreye gidip gelene kadar bekleyin yıkmayın. Hem kış, hava yağmurlu çamurlu bu zamanda nereye gideriz ne yaparız. Ev aramadım değil, aradım ama bulamadım, benim orada bulunan eşyalarım her yere sığmıyor müstakil ev Daireye sığmıyor maalesef bu noktada perişan oldum.”

“YIKILIRSA SEN CEKETİNİ AL ANNEM GİLE GİT”

Umre vazifesi ile ev yıkımı çakıştığı için çaresiz bir şekilde hanımından bir ricada bulunduğunun altını çizen Baştuhan şunları söyledi:

“Eşime dedim ki; Ben umreye gidiyorum. Eğer evi yıkarlarsa sen sadece çocukları ve kendini al annemgile git, eğer yıkmazlarsa da ben umreden gelince çözüm yoluma bakayım yapacak bir şeyim kalmadı. Allah’tan umut kesilmez belki de evimiz yıkılmaz”

“İŞİN RENGİ DEĞİŞTİ, ADALET PEŞİNE DÜŞTÜM”

"Evim başıma yıkılıyor, onca masrafa mı yanayım, ailemle ortada kalıyorum ona mı, sağlık sorunları ile uğraşıyorum onamı yanayım. Şikayetlerle mi uğraşayım derken bu işin dönüşü kalmadı diyerek Adalet peşine düştüm" diyen Mali Müşavir Alper Baştuhan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık bu saatten sonra dönüşü kalmadığını Dulkadiroğlu Belediyesi’nden söylediler bana. Ben de bu süreçle alakalı şöyle bir hamle yaptım aslında bu evimi yıktırmamak için değil, hakikaten eğer Dulkadiroğlu Belediyesi adaletli davrandığını düşünüyor ise, ben kaderime yine de razı geleceğim evimi yıktıracağım. Beni şikayet edem komşum (N.Ş)’nin kendi evi de, diğer şikayet eden akrabalarının da evleri kaçak yapı ve ruhsatsız. Eğer kaçak yapılar yıkılıyorsa o semtte o mahallede hemen hemen tüm yapılar kaçak. Ya hepsi yıkılsın, ya da hiç biri yıkılmasın bu kışın ortasında".

“BELEDİYE ŞİKAYETİMİ İŞLEME ALMAMIŞ”

"Bütün hamlelerimin boşa çıktığını belediyeye gittiğimde öğrendim" diyen Mali Müşavir Alper Baştuhan, "Dulkadiroğlu Belediyesi noktasına gelince ben hiç kimseyi tanımam. Belediyede hiç kimsem yok. Ben sadece başvuru yaptığımdaki gördüğüm insanları tanırım. Şimdi ben 6 ay 2021'de şikayetimi yapmışım 9 ay boyunca benim şikayetim hiç değerlendirmeye alınmamış memurlara soruyorum niye diyorum, neden değerlendirmeye almadınız; onlar da diyor ki aranızda uzlaşırsınız diye bekledik aslında kötü bir şey yapmamışlar onlar da iyi niyetliler düşünerek uzlaşmamızı beklemişler ama karşı taraftaki adam benim 14 gün umreye gideceğim dememe rağmen belediyeye görev ihmalden sizi dava açarım diye tehdit ediyor. Ben de onu şikayet ediyorum, benim şikayetim hiçbir şekilde işleme alınmıyor bu aşamada ben ne yapabilirdim, yapılabilecek tek bir şey vardı o da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bu konuyla alakalı şikayet yaptım bu cumartesi cimer'e şikayetimi yaptım ondan sonra başka ne yapabilirim diye düşündüm ve avukat ile görüştüm o da dedi ki, Cumhuriyet savcılığına başvuru dilekçe ver suç duyurusunda bulunalım işlem yapılmadığına dair. Tamam dedim onun da suç duyurusunda bulunduk” dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —