Kavga çıkaracak sözler

Kavga çıkaracak sözler

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, kendisine dava açan İçişleri Bakanı Efkan Ala için hazırladığı cevap dilekçesinin özetini ve gerekçesini aktardı.

CHP milletvekili Atilla Kart;  “Kimdir Efkan Ala’lar? Ne yaparlar? Nasıl çalışırlar? Kamu yetkisini nasıl bir anlayışla kullanırlar?” sorusunu sorarak bu sorunun cevabı olarak açıklamalarda bulundu.

“Efkan Ala’lar; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinde ve kamu yönetiminde bir prototiptir. Efkan Ala’lar, bu Hükümetin bürokraside yarattığı bir prototiptir” diyen Atilla Kart; şu ifadeleri kullandı:

“Efkan Ala’lar; istihbaratı, güvenliği, iletişimi doğrudan etkileyen bir mekanizma içinde; Telekom bünyesinde, Ojer ile Hazinenin çıkarları bağdaşması söz konusu olmadığı halde; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Müsteşarı olarak, Ojer’in kadrosundan Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi adına görev yaparlar.

Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, böylece ve ayrıca “yeni bir bağımlılık” ilişkisi içine girer. Efkan Ala’lar bu ilişkilerde “rol üstlenmekten” kaçınmazlar.

Neden sonra, olay tarafımızdan sorgulanmaya başlanınca ; Ojer ile Hazine arasında danışıklı protokol yapılarak, olay kamufle edilmeye çalışılır.

Efkan Ala’lar; Telekom’un taşınmazlarının ve diğer mal varlıklarının, sözleşme ve yasalara rağmen satılmasına, içinin boşaltılmasına seyirci kalırlar. Danışıklı ilişkiler içinde, denetim görevinin yasal gereğini, uyarılarımıza rağmen yapmazlar, yapamazlar, yapamaz hale gelirler…

“BAŞBAKAN HAKKINDA FEZLEKEYİ SÜMENALTI ETMEK KONUSUNDA MAHARETLİDİRLER”

Efkan Ala’lar, Başbakan hakkında düzenlenmiş olan fezlekeyi 16 ay boyunca sümenaltı etmek konusunda maharetlidirler.

Efkan Ala’lar, 17 Aralık soruşturmalarında partizan kadrolaşma ve kıyımda da özel bir görev ve misyon üstlenirler. Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan personelle ilgili olarak;

“…mavi liste, kırmızı liste ayırımı yaparlar… Çalışanların İlim Yayma Cemiyetiyle bağlantısını, kürt asıllı ya da alevi olup olmadıklarını… Babasının adının Ali Haydar olup olmadığı… Ulusalcı olup olmadığı…” konularında arşiv düzenlerler, fişleme yaparlar. Bu konularda son derece hassasiyet(!) sahibidirler. Son derece duyarlıdırlar .

“BURADA ÇETE KURDUNUZ DİYE…”

CHP’li Milletvekillerini, diğer Muhalefet Parti Milletvekillerini, siyasetçileri ve işadamlarını takip ederler. Onlar hakkında arşiv hazırlarlar… CHP’li işadamlarına ihale verilmemesi yolunda iklim yaratırlar.

17 Aralık soruşturmalarında, Selami’lerin şahsında yeni Efkan Ala’lar yaratırlar. “Twitter-miwıtter yok diyen” Başbakan’a özenerek;

 “… İfade mifade yok kardeşim. Yazıyı çöpe at… Adli madli görev yok… sizi tanımıyoruz de… Bunu böyle söyle Selami… Yahu artık önemli değil bu bir Hükümet meselesi Selami… O zaman deki ben gönderirim Emniyetten adamları, seni alır getiririm. Burada çete kurdunuz diye, tamam mı Selami… Valiyi de ara …” derler.

Kanun ve hukuk tanımaz uygulamaların içinde olurlar. “Kanunsuz Emir ve Talimat” , Efkan Ala’lar için mutad ve olağan bir uygulama haline gelir.

 “Otoritenin gözüne girmek” ya da “otoritenin aferinlerine mazhar olmak” Onlar için vazgeçilmez bir ilke haline gelir.

“SUÇ  ÜSTÜNE SUÇ İŞLER”

Efkan Ala’lar, maalesef Türkiye siyasetinin ve bürokrasisinin temel sorunu haline gelmişlerdir. Efkan Ala’lar, Hakan Fidan’lar üzerinden bugün Türkiye’nin demokrasisi ve toplumsal barışı tehdit altına alınmış durumdadır. Öylesine hukuk tanımaz bir yönetim anlayışı içine girmişlerdir ki; hukuksuzluklarını kamufle etmek için, yeni suç ilişkileri içine girerler, “suç üstüne suç işler” hale gelirler.

Bu yönetim yapısı ve zihniyeti ; MİT-İçişleri-Başbakanlık Müsteşarlığı-Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ve bağlı yapılanmalar üzerinden; rejimi kuşatır, hukuku yok eder, insanları ve toplumu konuşamaz hale getirir. MİT’i; Anayasal Kuruluşların ve Meslek Kuruluşlarının üstüne çıkarırlar ve dokunulamaz hale getirirler. Diğer tüm mevzuat, MİT mevzuatına tâbi hale gelir.

Yapılan bu düzenlemelerle; artık “zimmet, irtikap, rüşvet, görevi kötüye kullanma, Devletin birliği ve ülke bütünlüğü, anayasal düzeni değiştirmek, Milli Savunmaya karşı suç işlemek” gibi katalog suçlar üzerinden, “Devlet Sırlarına karşı suç işlendiği” gerekçesiyle toplum kuşatılır. Toplumda artık hep “Öteki” vardır. “Mc Carthy” anlayışı egemen hale gelir, bu anlayış teşvik ve himaye edilir. “Havuz Medyası” yaratılır. Havuz Medyası görevini “canla –başla” yapmanın gayreti içindedir.

Devlet’ten ve kamu kaynaklarından beslenen bu anlayış, her ne pahasına olursa olsun artık akan bu musluğa sahip çıkmanın gayreti içindedir. Hazine musluğu üzerinden ihaleler verilir, tevzi ve işbölümü gerçekleştirilir. 

“VARSIN, TÜRKİYE, SURİYE ÜZERİNDEN SAVAŞIN EŞİĞİNE GELMİŞ OLSUN”

Artık, bütün bu süreçlerde “MİT’in beyanı” esastır.  “Tam bir koruma ve tam cezasızlık” ilkesi yaratılır. Toplum konuşamaz, tartışamaz, muhakeme edemez, sorgulayamaz hale getirilir.

Bu arada , “Özel Yetkili Mahkemeler” kaldırılıyor sunuşuyla; bir taraftan 17 Aralık dalgasındaki suç delilleri yok edilir, etkisiz hale getirilir; bir taraftan da özelleştirmeler konusundaki hukuksuzlukları ve kaçınılmaz tazminat sorumluluklarını bertaraf etmek için, “örtülü af” düzenlemesi karambolden getirilir.

Efkan Ala’lar, Hakan Fidan’lar artık huzurlu ve mutludur. Görevlerini başarmış olmanın hazzıyla, yeni görevlerini şevkle yerine getirmek için, yeni kanunsuz emir ve talimat beklemektedirler. Yeni Efkan Ala’lar, Hakan Fidan’lar yaratmanın gayreti içindedirler.

Varsın, Türkiye, Suriye üzerinden savaşın eşiğine gelmiş olsun.

Varsın, Türkiye’nin toplumsal barışı tehdit altında olsun.”

Odatv.com