Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Brüksel’de gerçekleşen Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun (KPK) 74. toplantısında yaptığı konuşmada hukuk üstünlüğü ve temel hakları konusunda daha çok işbirliğini isterken “Genişleme Komiseri olarak son üç aydaki gelişmelerin Türkiye’nin Avrupa değerler ve standartlarına bağlılığına ilişkin kuşku yarattığını kabul etmeliyim” dedi.
Stefan Füle, Brüksel’de 10-11 Nisan günlerinde düzenlenen KPK toplantısında yaptığı konuşmada AB-Türkiye ilişkilerine dair görüşlerini dile getirdi. ABHaber tarafından yansıtılan İngilizce konuşmada ilk olarak beş nokta üzerinde duran Füle, bu çerçevede görev süresi sırasında ve 2013 yılının sonuna kadar ilişkilerde yenilenmiş bir hamleye tanık olduğunu, üç yılı aşkın bir aradan sonra bölgesel politikalara ilişkin 22. başlığın açıldığını kaydetti.
“KAYGI VE HAYAL KIRIKLIĞINI YARATAN GELİŞMELERE TANIK OLDUK”
Adalet ve içişleri alanlarında “önemli gelişmelerin olduğunu”, vize serbestliği diyaloğunun başlatıldığını anlatan Füle, iki taraf arasında imzalanan yasa dışı göce ilişkin Geri Kabul Anlaşmasının onaylanmasının taşıdığı “kritik” öneme vurgu yaptı.
Füle, ticari ilişkiler ve enerji alanında işbirliğine de vurgu yaptığı ve siyasi diyalog çerçevesinde yapılan “geniş ve verimli” görüşmelere değindiği konuşmada “Aynı zamanda katılım müzakerelerinde kaygı ve hayal kırıklığını yaratan gelişmelere de tanık oldu” dedikten sonra ilk olarak yargı üzerinde durdu.
YARGI İLE İLGİLİ “CİDDİ KAYGILAR”
HSYK ile ilgili yeni yasal düzenleme için “bu gelişme, daha önce Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile istişare edilerek hazırlanan önceki reformdan geri bir adım oluşturuyor. Değişiklikler, Türkiye’deki yargın bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile kuvvetler ayrılığına ilişkin ciddi kaygıları yaratıyor” ifadelerini kullandı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Stefan Füle, yargının ardından ifade özgürlüğüne vurgu yaparak “İnternet konusundaki yeni yasanın telekomünikasyon otoritesine (TİB) keyfi yetki verdiği için üzgünüm” dedi ve sosyal medyaya getirilen yasakların kaygıları haklı çıkarttığını söyledi. Füle şöyle devam etti:
“İfade özgürlüğünün, kamu otoritesinin orantısız müdahalesi olmadan kamu yararına bilgi ve fikirleri alma ve iletme özgürlüğünü de kapsadığını söylemeliyim. Herhangi bir sınırlama, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin belirlediği limitlerle orantılı olmalı.”
“HUKUK ÜSTÜLÜĞÜ VE TEMEL HAKLARINDA İŞBİRLİĞİ YÖNTEMİNİ DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM”
Bunun ardından “Şimdiden katılım müzakereleri konusunda işbirliği yöntemini değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu özellikle hukuk üstünlüğü ve temel hakları alanları açısından önemlidir” dedikten sonra şöyle devam ediyor:
“Katılım sürecinin tam merkezinde olan bu konularda tüm politika ve yasa oluşturma aşamalarında diyaloğumuzu yoğunlaştırmalıyız. Bunlar mutlak bir öncelik olarak ele alınmalı. Aynı zamanda mevcut yasaların değerlendirilmesinde de yakın bir çalışma içinde olmalıyız. Süreci ilerletmeyi taahhüt etmiş olan aday bir ülke olarak Türkiye, Avrupa Birliği’nin standartlarının ve en iyi uygulamaların tam farkında olmalı.”
Füle, bu görüşlerini dile getirdikten sonra “Bu somut olarak ne demek?” sorusuna “Pozitif gündem çerçevesindeki işbirliğinizi sürdürmeliyiz özellikle 23. başlığa ilişkin çalışma grubu çerçevesinde. Buna ek olarak teknik düzeydeki düzenli siyasi izleme, diyaloğumuzu tamamlamalıdır. Ortaklık Antlaşması ile kurulan organların potansiyelini kullanmalıyız, yani Ortaklık Alt Komitesi ve Ortaklık Konseyi.”
Mevcut durumda Türk otoriterleriyle yakın işbirliğinin taşıdığı öneminin altını çizen Füle, ifade özgürlüğüne ilişkin bir akran değerlendirmenin yapılması konusunda mutabık kalındığını, bu değerlendirmede internet yasasının uygulanması gibi konuların ele alınabileceğini belirtikten sonra HSYK ve Türk hukuk sistemine ilişkin ekran değerlendirmelerin önemini de vurguladı.
“Hukuk üstünlüğü ve temel hakları konusunda güçlendirilmiş işbirliği, stratejik ilişkimizde en zararlı gibi görünen mesele olan görüş ayrılıkları ve yanlış anlamaları önler” diyen Füle, “Türk tarafı ile daha derin bir diyalog, Türkiye’nin benimsemek istediği yasalar ve politikaların ülkeyi AB’ye daha yakınlaştırmaya, ters etkisinin olmamasını sağlamaya yardımcı olur” dedi.
Stefan Füle, Komisyon’un daima Türkiye’nin AB’ye entegrasyon sürecinin güçlü bir destekçisi olduğunu da belirtirken de “Gerçek dostlardan beklenen gerçeği söylemeleridir” şeklinde konuştu. Füle konuşmasına nokta koyarken de “Genişlemeden Sorumlu Komiser olarak son üç aydaki gelişmelerin Türkiye’nin Avrupa değerler ve standartlarına olan bağlılığı ile ilgili kuşku yarattığını kabul etmeliyim. Önümüzdeki üç ayın yanıldığımı kanıtlayacağına ilişkin samimi umudumu dile getirmeme izin verin” sözlerini kullandı.
Odatv.com