Putin, sık sık alkışlar ve "Rusya, Rusya" tezahüratlarıyla kesilen konuşmasında şunları söyledi: "Rusya açısından hayati önem taşıyan Kırım, patates çuvalı gibi Ukrayna`ya devredilmişti. Ancak özellikle Ukrayna`da son aylarda yaşanan hadiseler bizim açımızdan tüm kırmızı çizgileri aşmış oldu. Bize karşı yaptırım yapacaklarını söylüyorlar. Ama herkesin bir sınırı vardır. Soğuk Savaş tehditlerinden vazgeçmeniz gerek. Batı`nın yaptığı düpedüz küstahlık. "Kosova`da çok kan aktı" diyorlar. Biz de Kırım`da çok kan akmasını mı bekleyecektik. ABD kendisine baksın. Dünyanın jandarması gibi davranmaya devam ediyor. 1999 yılında Yugoslavya`da ne yaptılar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bile izin almadan Belgrad`ı bombaladılar. Sonra Afganistan, Irak, Libya bunlar için de BMGK`dan karar mı çıktı. Hayır. Demokrasi yerine kıyım yaptı."
KIRIM POZU
Putin, bu konuşmasının ardından Kırım Başbakanı Sergey Aksenov, Meclis Başkanı Vladimir Konstantinov, Sivastopol Belediye Başkanı Aleksey Çali ile kısa süre önce Ukrayna`ya bağlı Kırım yarımadasının Rusya`ya bağlanmasını öngören yasayı imzaladı. Bundan sonra anlaşmanın yürürlüğe girmesi için önce Anayasa Mahkemesi`nce onaylanması ve daha sonra Meclis`ten geçmesi gerekiyor. Sürecin bu hafta sonuna kadar tamamlanacağı belirtiliyor. Anlaşma çerçevesinde Eylül 2015`de Kırım ve Sivastopol yönetimleri için seçimler yapılacak. Seçimlere kadarki süreçte Kırım Parlamentosu ve Sivastopol Yerel Meclisi hükümet organı olarak görevini sürdürecek.
TATARLARA DAHA FAZLA HAK
Putin konuşmasında 2 milyon nüfuslu Kırım`da azınlıkta bulunan Tatarlara da hitap ederek şöyle konuştu: "Kırım halkı açık ve ikna edici bir şekilde iradesini açıkladı, Rusya ile birlikte olmak istiyorlar. Biz her zaman Ukrayna`nın toprak bütünlüğüne saygı duyduk. Biz Ukrayna`nın bölünmesini istemiyoruz, buna gerek yok. Kırım`da üç resmi dil Rusça, Ukraynaca ve Tatarca olmasını öneriyorum. Özellikle totaliter Sovyetler Birliği döneminde Kırım Tatarlarına çok kötü davranıldığını biliyoruz. Yarımadadaki yaklaşık 300 bin Tatar halkının endişe etmesini gerektirecek hiç bir gelişme yaşanmayacak. Tam tersi daha fazla hak elde edecekler.