YÜZ ESTETİĞİ İLE YAŞLANMAKTAN KORKMAYIN !

YÜZ ESTETİĞİ İLE YAŞLANMAKTAN KORKMAYIN !

  YÜZProf. Dr. Ufuk Bilkay, yüz estetiği ile yaşlanmaktan korkulması gerektiğini belirtti. Yüz estetiğine bakış açısı hakkında bilgi veren Dr. Bilkay, ?Yüz gençleştirme estetik cerrahide en çok karşılaştığımız uygulamalardandır. Yaşlı yüz görünümünü oluşturan sebepler çok çeşitli olduğu için, yaşlanan yüzü daha genç, daha taze ve dinlenmiş gösterebilmek, birden fazla uygulama ya da ameliyatı (müdahaleyi), aynı anda veya bir birini takip edecek şekilde gerçekleştirmek ile mümkün olabilir. Yaşlanma sürekli devam eden bir süreçtir ve durdurulamaz, yaşlılıkla mücadele de sürekli olmalıdır.? dedi. Prof. Dr. Ufuk Bilkay, cilt yaşlanmasının sebepleri ve sonuçları nelerdir? sorusu hakkında şöyle konuştu: ?Zaman, yer çekimi ve güneş gibi dış etkenlerin yüzde oluşturduğu değişikler sonucu, yüz; genç ve dinlenmiş görüntüsünü kaybederek; yorgun, sarkmış, kırışmış bir hal almaktadır. Yani yaşlı bir yüzde temel olarak; dolgunluk kaybı, kırışma, sarkma ve lekelenmeler meydana gelmektedir. O halde böyle bir yüzü daha genç bir görünüme kavuşturabilmek için yola çıkacak isek dolgunluk kaybı, sarkma, kırışıklık ve lekelenmelerle mücadele etmemiz gerekir. Bunlardan biri eksik olduğu takdirde ideal sonuca ulaşmak zorlaşacaktır. Yaşlanmanın üst yüz bölümüne etkileri nelerdir? Üst yüze baktığımızda yıllar boyunca tekrarlanan kaş kaldırma ve şaşırma benzeri mimiklerin sonucu olarak alındaki çizgilerin derinleştiğini ve kalıcı hale geldiğini görürüz. Yerçekiminin etkisiyle kaşları taşıyan cilt ve kas dokusu aşağı doğru sarkar. Üst göz kapakları yıllar içinde bollaşarak gençken tek kat olan cilt bollaşıp gevşer ve sarkarak iki kat haline gelir ve hatta kirpiklerin üzerine doğru düşerek görmeyi güçleştirir. Kaşların aşağı doğru inmesi de üst göz kapağındaki sarkmayı artırır. Hem alt hem de üst göz kapağında göz küresi çevresindeki yağ dokusunu yerinde tutan bağ dokusunun zayıflaması sonucu yağ yastıkçıkları ve göz altı torbaları oluşur. Göz altı torbaları genellikle alt göz kapaklarında daha belirgin olmakla beraber her iki göz kapağında farklı miktarlarda görülebilir. Yaşlanmanın orta yüz bölümüne etkileri nelerdir? Orta yüze baktığımızda hem yanaklardaki yağ miktarının yaşla birlikte azalması sonucu hem de bu yağ yastıkçıklarının cildi taşıyan mimik kasları ve deri ile birlikte aşağı doğru sarkması sonucu genç yüzde belirgin olan yanaklar ve elmacık kemikleri bölgesi basık ve hatta çukur bir hal alır. Burnun her iki yanından başlayıp ağız çevresinden aşağı doğru inen katlantılar (nazolabiyal oluk) derinleşir. Ağız çevresinde çepeçevre dudaklara dik çatlaklar oluşur.? Yaşlanmanın alt yüz bölümüne etkileri nelerdir? Alt yüz ve boyun bölgesine baktığımızda yerçekiminin etkisi ve boyun derisini taşıyan platisma kasının zayıflaması sonucu boyun derisinin gevşeyerek aşağı doğru sarktığını ve çeneyle boyun arasındaki hoş kavsin kaybolduğunu, yandan bakışta çeneden boyuna düz bir geçiş oluştuğunu görürüz. Yaşlanmanın felsefesi ve yaşa uygun estetik müdahaleler nelerdir? Bebeklerin yüzüne baktığımız zaman, yüzdeki bazı doğal katlantıların aslında bebeklik döneminde bile var olduğunu görürüz, ancak bebek yüzünde var olan dolgunluk bu doğal katlantıların kötü değil güzel görünmesini sağlamaktadır. Yani yaşlı görünümün en temel nedenlerinden biri yüzdeki dokuların ( yağ dokusu, kas dokusu, kemik doku ) zaman içinde atrofiye uğrayarak hacim kaybetmeleridir. Bu hacim kaybına bağlı olarak, deri sağlam olarak derin dokulara tutunduğu doğal katlantılar üzerinden yerçekiminin etkisi ile aşağı doğru hareket ederek sarkar. 30-40 yaş arasında başlayan bu durum henüz başlangıç aşamasında iken, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan doldurma ( yağ dokusu transferi veya dolgu maddeleri enjeksiyonu ), yüzdeki kollajen liflerini ve deriyi derin dokulara bağlayan asıcı bağ dokusunu güçlendiren yöntemlerin ( derin dokuları etkileyen lazer ve ultrasonik uygulamalar ) uygulanması ile yaşlanma geciktirilebilir ve yüzde genç görünüm 45-50 yaş civarına kadar korunabilir. Bu dönemde yüzdeki mimik aktivitelere bağlı olarak ortaya çıkan ve özellikle alın, göz çevresi, kaşların arasındaki ince kırışıklıklar da Botilinum toksin-A ( Botox- Disport ) uygulamaları ile giderilmelidir. Bazen Botilinum toksin-A uygulamaları kırışıklıklar henüz oluşmamışsa bile, ileride de oluşmasın veya geç ve az oluşsun diye 30 yaşlarında hatta daha da önce koruyucu hekimlik amacıyla da uygulanabilmektedir. Yağ enjeksiyonu nasıl yapılır ve etkileri nelerdir? Yağ dokusu enjeksiyonları lokal anestezi ile veya genel anestezi ile yapılabilen uygulamalardır. Kişinin kendi vücudundan bir enjektör veya ince bir kanül yardımı ile alınır. Yine bir enjektör iğnesi benzeri ince bir kanülle yüzün gerekli bölgelerine verilerek dolgunluk kaybı giderilmeye çalışılır. Yağ dokusu içinde kök hücre barındırdığı için, uygulandığı bölgeye dolgunluğun yanında taze ve dinlenmiş bir görüntü de vermektedir. Hacim olarak vücudun bir yerinden alınıp başka bir yerine taşınan yağ dokusu genelde %50 oranda kalıcıdır. Taşındığı bölgede hangi miktarda kalıcı olduğu genellikle ilk 3 ay içinde belli olur. Yani elde edilen dolgunluk yeterli değil ise en erken 3 ay sonra olmak üzere 2 ya da 3 defa tekrar edilmesi gerekir, yeterli kalıcı miktara bu şekilde ulaşılabilir. Yağ dokusunun kalıcılığı kişinin yapısına ve sigara içip içmediğine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Dolgu madddesi uygulaması nasıldır? Etkileri nelerdir? Dolgu maddesi uygulamalarında ise günümüzde en çok Hyalüronik asit ve Kalsiyum hidroksiapatit içeren dolgu maddeleri kullanılmaktadır. Kalıcılıkları 6 ay ile 1,5 yıl arasında değişmektedir. Uygulandıkları bölgede su tutarak dolgunluk oluştururlar. Dolgu maddeler belirli periyodlarla tekrarlanması gereken maddeler olmakla beraber birkaç seanstan sonra birikici bir etki oluşturabilmektedir. Yüz bölgesinde; dudak, göz çevresi, elmacık kemikleri ve burun kenarından ağız köşesine inen katlantılar için farklı molekül yapılarında dolgu maddeleri kullanılmaktadır. Kalıcı dolgu maddeleri de var olmakla birlikte bu tür dolgu maddelerinin kullanılması oldukça risklidir. Kalıcı sertlik ve kitle oluşturma gibi sakıncaları vardır. Bu nedenle kalıcı dolgu maddeleri biz estetik cerrahlar tarafından pek tercih edilmemektedir. Dolgu maddesi kullanılacak ise etki süreleri geçici olan dolgu maddelerini tercih etmekteyiz. Yüz germe ameliyatı kimlere yapılmaktadır? Yaşlılık belirtileri belirgin ise ve sarkma meydana gelmiş ise cerrahi müdahale, yani yüz germe ameliyatı kaçınılmaz olmaktadır. Yüz germe ameliyatları hastanın sorununa yönelik olarak değişik tekniklerle uygulanmaktadır. Bu yöntemler; Alın-şakak germe, orta yüz germe, total yüz germe, boyun germe şeklinde yapılabilir. Gerekiyorsa bu teknikler uygulanırken endoskop da kullanılmalıdır. Hastanın ihtiyacı var ise yüz germe ameliyatları sırasında göz kapağı estetiği de yapılarak göz çevresi gençleştirilmesi de sağlanmalıdır. Alın germe ve kaş kaldırma estetik ameliyatları nasıl yapılır? Alın germe ve kaş kaldırma ameliyatlarında pek çok farklı teknik olmasına rağmen genellikle saçlı deri içinden kesilerek izlerin görünmemesi sağlanır. Buna ek olarak değişik askı materyalleri kullanılarak ya da sadece alın derisi yukarı taşınarak kaşlar yukarıya doğru çekilir ( kaş asma ). Kaş asma ameliyatları yapılacak kesinin uzunluğunu azaltmak amacıyla endoskopik olarak da yapılabilmektedir. Özel kameralar ve aletlerle yapılan bu işleme endoskopik kaş asma ya da endoskopik kaş kaldırma ameliyatı denir. Kaş asma ameliyatları çok küçük (1-2mm) kesilerden cilt hiç açılmadan dışarıdan asıcı bir cerrahi ipliğin yerleştirilmesi ile de yapılabilir. Bu şekilde yalnızca kaş yukarıya doğru çekilmektedir ve kapsamlı bir müdahale değildir. Ancak ameliyatsız kaş asma yöntemi olarak ameliyattan çekinen hastalar arasında popülerdir.Hangi yöntemin sizin için en uygun olduğuna cerrahınızla birlikte karar vermelisiniz. Orta yüz germe estetik ameliyatı nasıl yapılmaktadır? Orta yüz germe ameliyatı ( Yüz Estetiği ) gözlerle ağız arasındaki, yanakları ve elmacık kemiklerini de içeren bölgenin gençleştirilmesi için yapılır. Yerçekimi ile aşağı doğru sarkan bu bölge yüzde yassılaşmaya, cansız ve yaşlı bir görünüme sebep olur. Gençlerde dolgun olan yanaklar ve elmacık kemikleri çevresi yaşla birlikte düzleşir. Orta yüz kaldırma ameliyatında amaç orta yüzü taşıyan mimik kasları ve derinin toplu halde yukarı doğal yerine doğru taşınmasıdır. Bu şekilde yanaklar dolgunlaşır ağız çevresindeki derin kırışıklıklar kaybolur ve yüz yorgun ifadeden kurtulur. Bu işlemin yapılması için alt göz kapağı ve kirpikler arasından iz bırakmayacak bir hat boyunca kesilir. ( Aynı yerden alt göz kapağı gençleştirme ve gözaltı torbalarının alınması ameliyatı aynı seansta yapılabilir. ) Buna ek olarak saçlı deride iz bırakmayacak ufak kesiler yapılabilir. Orta yüz germe ameliyatı endoskopik olarak da yapılabilmektedir. Orta yüz bölgesini kaldırmak amaçlı ameliyatsız yüz askı teknikleri de kullanılabilmektedir. Bunlar ameliyat kadar etkili ve kalıcı sonuçlar sağlamasa da ameliyattan çekinen hastalar için kısmi bir iyileşme sağlamaktadır. Bu amaçla özel üretilmiş cerrahi askı iplikleri ( Aptos ) cilt hiç kesilmeden sadece küçük delikler açılarak orta yüz bölgesine yerleştirilir. Kalıcılığı 1.5 - 2 yıl kadar olabilir. Ameliyat ile orta yüz estetiği ise kalıcıdır ama yaşlanma ameliyat bittikten sonra da devam eden bir süreçtir ve etkileri uzun zaman içinde ortaya çıkacaktır. Tüm yüzü içeren germe estetiği nasıl yapılmaktadır? Yüz germe ameliyatı tüm yüz ve boyun derisindeki sarkma ve kırışıklıkların giderilmesi amacı ile yapılır. Yüz gençleştirme ameliyatlarının en kapsamlısıdır. Yaşlanma ile birlikte hem yüz derisi hem de bu deriyi taşıyan kaslar ve bağ dokusu gevşeyerek yerçekimine yenilir ve sarkar. Yüzün ve boynun tamamına ulaşılabilmesi için kulak hemen önündeki katlantıdan başlayan ve kulak memesi etrafından dönerek kulağın arkasından saçlı deri içine uzanan bir hatta deri kesilerek açılır. Bu hat önde kulak önü katlantısına arkada ise saçların arasına gizlenerek ameliyattan sonra izlerin görünmemesi sağlanır. Klasik bir yüz germe ( Yüz Estetiği ) ameliyatında deri kesildikten sonra deri ve deri altı yağ dokusu beraberce kaldırılarak daha derindeki kas ve bağ dokusunda ayrılır. Deri bu şekilde kaldırılarak şakaklar, yanaklar, çene ve boyun bölgelerinden serbestleştirilir. Bu şekilde yüzün asıcı dokusu olan ve yerçekimine esas direnci sağlayan kas ve bağ dokusu tamamen görünür hale gelir. Bu doku derine konulan ve dışardan görünmeyen kalıcı dikişlerle gerilerek gevşeklikler ortadan kaldırılır. Daha sonra deri arkaya ve yukarıya doğru gerilerek fazlalık miktar tespit edilir ve işaretlenir. Bu işaretli yerlerden deri fazlası kesilerek çıkartılır. Son olarak deri yeni yerine dikilerek tespit edilir. Bu işlemlere ek olarak aynı seansta boyuna liposuction uygulanabilir. Yüz germeye ek tedaviler nelerdir? Yüz germe ameliyatına karar vermiş bir kişi bilmesi gerekir ki; ameliyatın sonucunun daha başarılı olması için, eğer doktoru gerekli görüyorsa ameliyat sonrasında yağ enjeksiyonu, dolgu maddesi, lazer, veya Botilinum Toksin-A ( Botox-Disport ) uygulamalarına da ihtiyaç vardır. Non-invaziv yardımcı yöntemler dediğimiz bu teknikler, yüz germe ameliyatından elde edilecek sonucun çok daha iyi olmasına, cildin dinlenmiş ve tazelenmiş görünmesine büyük katkı sağlamaktadırlar.