Sosyal medya ekranlarını her açtığımızda aynı görüntülerle karşılaşıyoruz: Siyasiler, belediye başkanları, bürokratlar bir kurumu ziyaret etmiş, eller sıkılmış, fotoğraflar çekilmiş ve altına klasik cümleler eklenmiş: “Verimli bir görüşme gerçekleştirdik”, “Hayırlı olsun”, “Güzel bir sohbet oldu”… Peki bu ziyaretlerin, bu karelerin ardında gerçek anlamda ne var?
Bu durum sadece belli bir partiye ya da kuruma özgü değil; neredeyse tüm siyasi ve bürokratik yapıların içine düştüğü bir kolaycılık. Özellikle de Erzurum gibi, yıllardır hak ettiği gelişimi bir türlü yakalayamayan şehirlerde bu görüntüler daha da çarpıcı hale geliyor. Zira şehrin dört bir yanında eğitim, istihdam, sosyal kalkınma ve gençlik gibi çözüm bekleyen konular varken, yöneticiler yüzeysel ziyaret paylaşımlarıyla kamuoyunda görünür olmaya çalışıyor.
Öyle ki efendim, bir siyasetçi ya da bürokrat çeşme başına gitse bile haber oluyor; öyle bir ortam ki varlık göstermek için icraat değil, fotoğraf yeterli görülüyor. Oysa ki ulusal düzeyde görev yapan bakan, genel müdür ve büyükşehir yöneticilerinin sosyal medya hesaplarına baktığınızda böyle basit ve yüzeysel paylaşımları göremezsiniz. Onlar gündeme icraatla, projeyle, yatırımla gelir; kamuoyunun karşısına sonuçla çıkarlar.
Ne yazık ki, Erzurum’da birçok yerel yönetici ve kamu kurumu, sosyal medya hesaplarını profesyonellikten uzak, adeta kişisel bir albüm gibi yönetiyor. Amatörce hazırlanan bu içerikler, şehri ulusal vizyondan uzaklaştırıyor; Erzurum’un kurumsal kimliğini yerelleştirip daraltıyor. Özellikle bazı ilçe belediyeleri, neredeyse bir yıl boyunca “o geldi, bu gitti” diyerek sadece ziyaret haberleriyle sosyal medya takvimini doldurdu. Neyse ki son zamanlarda bu tarz paylaşımların azaldığı gözleniyor; bu da umut verici bir gelişme.
Artık süslü paylaşımlar değil, üretken ve çözüm odaklı içerikler önem kazanmalı. Gösterişe dayalı ilgi toplama çabalarının yerini, bilgiyi ve faydayı önceleyen, profesyonel bir ekip ruhuyla hazırlanan stratejik paylaşımlar almalı. Çünkü günümüzde ne yazık ki bilginin yerini ilgi aldı. Oysa yönetenlerin ilgi değil, güven inşa etmesi gerekir.
Bu noktada şunu da vurgulamak gerekir: İktidar partisi açısından bakıldığında, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum’a yatırım anlamında ciddi bir önem ve değer atfetmektedir. Onun bu samimi çabasına gölge düşürmemek, yerel yönetimlerden bürokrasiye kadar herkesin ortak sorumluluğudur. Erdoğan’ın bu kente verdiği değerin karşılığı; vizyonsuz sosyal medya paylaşımlarıyla değil, sahadaki somut başarılarla verilmeli, bu gayret heba edilmemelidir.
Öte yandan, muhalefet partilerine de birkaç söz söylemek gerekiyor. Erzurum’da muhalefet ne yazık ki yeterince varlık gösteremiyor. Ayda bir yapılan sembolik ziyaretler ve birkaç basit paylaşım dışında, kentte güçlü bir muhalefet sesi işitilmiyor. Oysa demokrasinin sağlıklı işlemesi için eleştiren, sorgulayan, alternatif üreten bir muhalefet de elzemdir.
Siyaset ve bürokrasi, sadece görünmekle değil, üretmekle değer kazanır. Erzurum’da genç işsizliği, göç veren nüfus ve çözüm bekleyen temel meseleler dururken, sosyal medyada verilen “yan yana geldik” mesajları ne yazık ki toplumda bir karşılık bulmuyor. Halk artık icraat görmek istiyor. Gerçek proje, kalıcı yatırım, umut veren adım görmek istiyor.
Elbette ziyaretler olmalı. Kurumsal temaslar, dayanışma ve iş birliği kıymetlidir. Ancak bir ziyaretin değeri, ardında bıraktığı etkiyle ölçülür. Ne konuşulduğu, hangi sorunlara çözüm arandığı, hangi ortak adımların atıldığı gibi konular kamuoyuna yansıtılmadığı sürece bu ziyaretler sadece “görev yapılmış gibi gösterme” aracına dönüşür.
Erzurum’un geleceği için artık vitrinde değil, vizyonda olma zamanı.
Çünkü bu şehir görüntüyle değil, hizmetle kalkınır.
