Son günlerde İstanbul Sözleşmesinin (Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi) kaldırılması konusundaki tartışmalar yoğunluk kazanıyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan`ın, önceki gün başkanlık yaptığı MYK ve il başkanları toplantılarında, kamuoyunda tartışılan İstanbul Sözleşmesi gündeme geldi.
Edinilen bilgiye göre, Erdoğan kurmaylarına, ?Çalışıp, gözden geçirin. Halk istiyorsa kaldırın. Halkın talebi kaldırılması yönündeyse, buna göre bir karar verilsin. Halk ne derse o olur? talimatı verdi.
İstanbul Sözleşmesi, AK Parti?nin bugüne kadar yaptığı hizmetlerin en başarılıları içerisinde yer alıyor.
Sözleşmeye karşı çıkan bazı gruplar; ?Aile dağılıyor, eşcinsellik meşrulaştırılıyor? iddialarını gündeme getiriyor.
İstanbul Sözleşmesi her türlü şiddete karşı mağduru koruma altına alma amacıyla yazılmış bir metin.
İstanbul sözleşmesinin diğer ismi Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi.
Sözleşmenin üçüncü maddesinde şu ifadelere yer veriliyor:
?Mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir?
Eğer her türlü şiddete karşı çıkıyorsanız, bu anlaşmayla ne gibi bir alıp veremediğiniz olabilir ki?
Üçüncü maddede yer alan cinsel yönelim ifadesi için rasyonel bir sözleşmeyi yok sayamazsınız.
?Dini, ırkı, mezhebi, inancı ve cinsel kimliği ne olursa olsun şiddet göremez? diyen bir sözleşmeye karşı çıkmak ne kadar rasyonel.
Bir başka eleştiride İstanbul Sözleşmesi?nin aile kurumuna zarar verdiği iddiaları.
?Erkeği evden uzaklaştırdığınızda, aile bütünlüğünü bitirirsiniz ? diyorlar.
Eğer erkek eşine şiddet uyguluyorsa uzaklaştırma en iyi karardır. Şiddetin savunulacak bir yönü olamaz. Bir sonraki adımda o adam o kadını öldürebilir. Evlilik yaşasın diye anlaşamayan insanları aynı evde mi tutacaksınız? Sırf evlilik devam etsin diye şiddeti ve işkenceyi mi savunacaksınız?
İstanbul Sözleşmesi?ne karşı çıkan erkeklerin ya kadın haklarına itirazı vardır, ya şiddeti zihninde meşrulaştırıyordur, ya da sözleşmeyi okumamıştır.
İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddetin önlenmesi için atılmış en değerli adımdır. İmzalanmasında benimde bir dönem birlikte siyaset yaptığım AK Partili kadınların emeği büyüktür.
Bu konuda bir geriye gidiş olmaması için KADEM kurucularını ve AK Partili kadın siyasetçiler olmak üzere her kesimden kadını dayanışma göstermeye davet ediyorum.
Düzenleme kaldırılırsa şiddet konusunda büyük boşluklar oluşacak, mağduriyetler artacaktır. Aile yıkıldı, toplum dejenere oldu gibi kara kampanya yapan kişilerin bu konuya ilişkin herhangi bir somut delilleri yoktur.
AK Parti pozitif ayrımcılık yaptığı ve en çok oy aldığı kesim olan kadınların haklarını korumaya devam etmelidir.