Gamze İspirli


Karın Sessiz Şarkısı: Erzurum'un Eski Kışları...

.


 

Eski kışları özlüyor insanlar şimdilerde…

Belki de aranılan karın beyazlığı değil, geçmişin masumiyetiiydi..

Kar Erzurum'a öyle bir yağardı ki, yalnızca yeri değil, gönülleri de örterdi o bembeyaz sessizlik.

 Kar, şehre bir huzur getirirdi; sanki dünya, ağır bir yükten arınıp baştan başlamaya karar verirdi. Sobanın sıcaklığında dönen sohbetler, karın dışarıda usulca yağışına eşlik ederdi. 

İnsan, o anlarda sevdayı en derin haliyle hissederdi.

Sokaklar karın altına gömülür, zaman yavaşlardı. Çocukların kahkahaları, kar tanelerinin nazlı inişine karışırdı. Ayaz, soğuk bir düş gibi yüzlere değse de, kalplerdeki sıcaklık başka bir hikâye anlatırdı. 

Erzurum’un karı, insanı yalnızca üşütmez, aynı zamanda ona yaşamayı hatırlatırdı. Her nefeste ciğerlere dolan o temiz soğuk hava, bir yeniden doğuş gibi işlerdi insanın içine. O günlerde Erzurum’da sevda, karla birlikte büyürdü. Çünkü kar yalnızca gökten inen beyaz bir örtü değil, kalbe düşen bir melodiydi.

Eskiden kar yağardı Erzurum’a… Şimdi yağan belki biraz daha az, ama o karın hatırası, yüreklerde hâlâ taptaze. Her kış geldiğinde insan bir umutla başını gökyüzüne kaldırır ve o eski karları yeniden görmeyi diler. Belki de gökyüzü hâlâ aynı sözü fısıldıyordur: "Sevgiyle sarılan her kalbe, kar gibi bir huzur iner..."

Öyle  bir kar ki gökyüzünden süzülen her tanesi sanki bir masalın parçasıydı. 

Sokaklar sessizleşir, gece karanlığında bembeyaz bir örtüyle sarılırdı şehir.

 Ayazın insanın yüzünü okşayan keskinliği, ateşte közlenmiş kestane kokusuyla yumuşar, çocukların neşeli çığlıkları sokaklarda yankılanırdı.

Pencereler buğulanır, dışarıdaki soğuk içeriye bir hikâye gibi taşınırdı. 

Sobanın üzerinde fokurdayan çaydanlığın ritmiyle eski türküler eşlik ederdi karanlık kış akşamlarına. Sokak lambalarının altında biriken kar taneleri, sanki dans eder gibi döner, yere düşerken bir anlığına bile olsa zamanı durdururdu.

Erzurum’un kışı bir başkaydı. 

Kar yalnızca bir mevsim değildi; sessizliğiyle ruhu dinlendiren, bembeyaz örtüsüyle geçmişin izlerini silen, soğuk elleriyle yüreği ısıtan bir dosttu. 

Şimdi belki o eski kışlar yok ama hatırası, Erzurum’un ruhunda hâlâ yaşıyor. 

Karın sessiz şarkısı ve eski günlerin sıcaklığı, o dağların arasında hep bir yerde saklı duruyor...