Türkiye 14 Mayıs ve 28 Mayısta yapılan Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen akabinde yeni bir seçim iklimine girmiş durumda. Önümüzdeki yılın Mart ayında gerçekleştirilecek olan Mahalli İdare Seçimleri halk arasındaki adıyla belediye seçimleri için geri sayım başlarkensiyasi kulisler de hareketlendi. Vatandaşın özellikle milliyetçi tabanın en çok merak ettiği konu ise şüphesiz 2023 seçimlerinin kazananı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seçimi kazandıran MHP’nin sahada gösterdiği başarıyı masada gösterip gösteremeyeceğidir. Aslında açık söylemek gerekirse bugüne dek her seçimde AK Partiye neredeyse koşulsuz destek veren MHP hüsrana uğramış aslan payını hep AK Parti almıştır.
Geçtiğimiz günlerde MHP Erzurum İl kongresi gerçekleştirildi. Büyük bir coşkuyla gerçekleşen kongreye tek aday olarak giren Adem Yurdagül 600 delegeden seçime katılan 596 delegenin tamamının oyunu alarak güven tazeledi.Yani MHP’de Yurdagül’e güven ve destek tam. Yurdagül ise kongrede yaptığı konuşmada; “Kimse MHP’ye rağmen hesap yapmasın ve bizi yok saymasın” diyerek çok sert ve manidar açıklamalar yaptı. Siyasetin içinde yoğrulmuş Yurdagül’ün bu sözleri o an aklına geldiği için söylediğini sanmıyorum elbette. Yurdagül’ün bu ifadesi partisinin tabanının taleplerinin ayrıca siyaseten de bir duruşun ifadesidir.
Yurdagül İl Başkanı olarak göreve başlayıp ekibini oluşturduktan sonra hemen sahaya inmiş, merkez ilçeler başta olmak üzere bütün ilçeleri defaten ziyaret etmiş “Cumhur İttifakına” oy istemiştir. Taraflı tarafsız oy versin vermesin her vatandaşın elini sıkmaya derdini dinlemeye gayret göstermiş belki de iktidar partisinden çok çalışmıştır. Bu gayrete bu samimiyete karşın kanaatim o ki “birileri” seçim sonuçları açıklanana kadar MHP’nin bu çalışmasına bu samimi gayretine inanmamış ve güvenmemiştir. Belki de MHP için “olsa da olur olmasa da olur” düşüncesinde olanlar seçim akşamı sonuçların açıklanmasıyla milliyetçi tabanın ve oylarının nedenli önemli olduğunu, etkilerini ve sonuçlarınıgörmüştür. Nitekim seçimden hemen sonra da belirttiğim üzere bu seçim milliyetçi muhafazakârların, milliyetçilerinözelde de MHP’nin zaferi olmuştur. Ancak bu zaferin nasıl bir kazanıma dönüşeceği merak konusudur.
MHP’de malum “Lidere koşulsuz bağlılık” ilkesi var. Yani kol kırılsa da yeni içerde kalır. Bundan dolayı tüm teşkilatlar yine de sahada terinin son damlasına kadar üstüne düşen görevi layıkıyla yerine önceden olduğu gibi getirirliderini mahcup etmez. Nitekim MHP son seçimlerde neredeyse kendilerini baraj altında gösteren bütün anketçileri yanıltarak yüksek bir oy almıştır. MHP’nin aldığı bu oy çabanın gayretin emeğin vefanın ve sevdanın sonucudur. MHP bu sonuçla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına da katkı sunmuştur.
Ancak seçim akşamından bu yana seçim öncesine göre MHP açısından hala değişen bir şey yok. An itibariyle “birilerinin” MHP’ye bakış açısının ve tavrının değiştiğini elbette çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu yeterli mi? Yani AK Partiye ve hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seçim kazandırmış MHP ye sadece bir teşekkür veya amiyane tabirle bir “aferin” yeterli mi? Ya da bu kadarla mı kalacak? Koskoca MHP protokolde bir sandalye kurdela başında bir makasla mı avutulacak?
Özellikle hain darbe girişiminden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nezdinde AK Parti’ye mecliste ve sahada her türlü desteği “koşulsuz” veren milliyetçi taban artık bir şeyler bekliyor ve istiyor. Bunun tezahürü olarak da önümüzdeki yerel seçimlerde hak ettiği karşılığı görmek istiyor. Malum Erzurum özelinde son yerel seçimlerde İspir ve Uzundere ilçeleri MHP’ye bırakılmıştı. MHP’de bunu içlerine sinmese de “hiç yoktan iyidir” diyerek kabul etti. MHP’nin adayları bu ilçelerde “Cumhur İttifakının” adayları olarak seçime girdiler ve kazandılar.
Peki MHP şimdi ne istiyor? Şüphesiz MHP tabanı daha fazlasını istiyor. Özellikle fazla oy aldıkları, tabanının olduğu ve kazanma durumunun olduğu ilçelerin kendilerine verilmesini istiyor. Şimdiye kadar AK Partinin adaylarını “Cumhur İttifakı” adayı olarak desteklediklerini bugün ise AK Partililerin MHP’li adayları “Cumhur İttifakı” adayı olarak desteklemesini istiyor. Erzurum’da başta merkez ilçelerden biri olmak üzere 5 veya 6 belediyenin kendilerine verilmesini diğer belediyelerde de meclis üyeliklerinde ortak liste ve sonrasında başta büyükşehir belediyesi olmak üzere tüm yerelde yönetimde aktif rol almak istiyor. Bana kalırsa son derece de haklılar. Her “zahmetin bir rahmeti” olması gerekmiyor mu? Ya da “marifet iltifata tabidir” sözü gereği MHP’nin ve milliyetçilerin çabasının gayretinin çalışmasının bir karşılığı olması gerekmiyor mu? Evet belki siyaset ticaret değil ama sizin için zaman mekan ayırt etmeden çalışan insanları görmezden gelirseniz gerektiğinde de o insanları yanınızda bulamayabilirsiniz.
Ancak sanırım MHP’nin bu talepleri yerelde çok karşılık görmüyor. Hatta özellikle bu talepler ve sonrasında oluşan durum nedeniyle MHP ile Partili Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen arasında soğuk rüzgârlar esmiş hatta ipler kopma noktasına gelmiş durumda. Mehmet Sekmen’in başta MHP kongresi olmak üzere bazı organizasyonlara katılmaması bunun en büyük göstergesi.
Bu arada yerel seçimler için genel merkezlerde çalışmalar da hızlandı. İki partinin kurmaylarından oluşan bir komisyon kuruldu. Bu komisyonda AK Partiden üç MHP’den iki üye bulunuyor. AK Partinin komisyon başkanı Genel Başkan Vekili Efgan Ala olurken diğer iki üye ise Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz oldu. MHP’de ise Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz komisyonda yer alıyor. Komisyon AK Partinin Ekim ayında yapılacak büyük kongresinden hemen sonra çalışmalarına başlayacak. Komisyon üyelerine baktığımızda AK Partinin bu işe ne denli önem verdiğini Genel Başkan Vekili Efgan Ala’yı komisyon başkanı yapmasından anlayabiliyoruz.
Duyduğum ve anladığım kadarıyla MHP Erzurum İl yönetiminin ve milliyetçi tabanın Erzurum ile ilgili bu taleplerine MHP Genel Merkezinin bakışı çok da olumlu değil. Az önce de belirttiğim üzere AK Partinin bu konu ile ilgili ciddiyeti ve bakışı komisyon başkanı olarak AK Partinin ağır toplarından eski İçişleri Bakanı, AK Parti Genel Başkan Vekili Efgan Ala’yı getirmesinden anlaşılıyor. Efgan Ala’nın Erzurum ile ilgili inisiyatif alacağını söylememize gerek dahi yok sanırım. MHP’deki genel kanı ise Genel Başkanın ve ilgili komisyonun Erzurum özelinde herhangi bir talebinin olmayacağıdır. İşin kötü tarafı ise yönetimin ve tabanın Erzurum ile ilgili bu haklı taleplerinin komisyondagörüşülmesi adına komisyondaki üyeler ve hatta Erzurum milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Aydın dahil hiç kimsenin dile getir(e)meyeceği ve hatta Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’ye bu konuyu iletemeyeceği olmasıdır. Ancak MHP İl Başkanı ve MKYK üyesi Adem Yurdagül’ün şahsi gayreti ile bu konuyu genel merkeze ve hatta Genel Başkan Bahçeli’ye iletmesi yönünde bir beklenti var. Yani MHP’de “Umudun adı Yurdagül” diyebiliriz.
Bu olur mu bilinmez ama gerçek şu ki MHP’nin emeği ve gayreti yok sayılmamalı. Yoksa milliyetçi taban büyük hüsrana uğramış olur ve bunu sandığa yansıttığı takdirde bunun siyasi yansımaları da yeni senaryoların yazılmasına neden olur…