2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşturmak, otizmden kaynaklanan sorunlara çözümler bulmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Otizm Farkındalık Günü ilan edildi.
Down sendromu, otizm ve diğer gelişim bozukluklarının yaygınlığının tespiti ile ilgili bireylerin ve ailelerinin sorunlarının çözümü için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan meclis araştırma raporunda;2019 Temmuz ayı Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye de38661 otizmli vatandaşımızın olduğu ve ilimizin dahil olduğu kuzeydoğu anadolu bölgesinde 594 otizmli bireyin yaşamını idame ettirdiği belirtilmektedir..
Otizm, belirtileri yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, etkileşim ve iletişim alanında belirgin gecikme ve sapmalar ve kısıtlayıcı ilgi alanları ile kendini gösteren karmaşık gelişimsel bir bozukluktur. Otizmli bireyler sosyal beceri, dil gelişimi ve davranış alanlarında bir takım sorunlar yaşayabilirler. Bu sorunlar genellikle diğer insanlarla iletişim kurmak, arkadaşlık etmek ve söylenenleri yapmakta güçlükler yaşamayı içerir. Otizmli bireyler bazı durumlarda aşırı üzgün olabilir, onu neyin etkilediğini ifade edemeyebilir ve kendilerini nasıl sakinleştireceklerini bilemeyebilirler. Ancak düzenli bir eğitim, aile, arkadaş, okul ve öğretmenlerinin desteği ile bu sorunlarla daha kolay baş etmeyi öğrenebilirler.
Bunun konuda öncelikle farkındalık etkinlikleri yaygınlaştırılmalı. İletişim araçları başta olmak üzere toplu yaşam alanlarında otizmli bireylerin yaşam hakları ve ihtiyaçları konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır.
Sinema sektöründe otizmli bireylerle ilgili ciddi anlamda ses getiren çalışmalar olmaktadır. Ancak insanlar izlerken işte film deyip gerçek hayatla ilişkisi yokmuş gibi seyir sonrası değerlendirmede bulunmaları en büyük eksiğimiz. Evet izlediğimiz bir filmde olsa gerçek hayatın kesitlerinden sadece bir perdesini aktarıyor. Bunu otizmli bir bireyle yaşamını idame ettiren bireylerle yada ebeveyleriyle görüşüp onların dilinden tanımaya çalışınca filmde gösterilenin buzdağının görünen kısmı olduğunu anlarsınız.
Hani bir yağmur adam filmi vardı. Belkide dünyanın her köşesinde izlenmiştir. O karekterde hayat bulan otizmli kişiyi mucize diye değerlendirip kendi yanı başımızdaki kişilerden yatağımızı ayrı sermemizin izah edilen bir yanı yoktur. Örneğin; okullarımızda engelli ve sağlıklı çocuklarımızın aynı ortamda eğitim almalarını sağlayan kaynaştırma eğitimi ile ilgili sınıf öğretmenlerinin çoğunluğu olumsuz görüş belirtmişlerdir. Bir çok veli engelli bir çocukla aynı sınıfta çocuğunun eğitim görmesine sıcak bakmamaktadır. Ancak şu bir gerçek ki otizm, dikkat eksikliği, down sendromu vb.rahatsızlıktaki oranlar gün geçtikçe artmakta hatta doğan her 59 çocuktan birinin otizm riski taşıdığı ifade edilmektedir..
Konuyla ilgili araştırma yaparken Biz Hep Evdeyizkampanyasına gözüm ilişti. Küresel salgın sebebiyle herkesin zaman zaman sosyal hayattan uzaklaşarak yaşamdan izole edilmeyi gerçek hayatta otizmli bireyler ve ailelerin ?gerçeği? olduğunun altı çiziliyor.Normal hayatta da otizmli bireylerin ve ailelerinin evden çıkamadıklarına vurgu yaparak; otizmli çocukların farklı davranışları, otizmli çocuğu olan ailelerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamama endişesi otizmli çocuklar ve ailelerinin sokağa çıkamama sebebi olması onların yaşam gerçeği.
Bir başka gerçekte Otizm vb diğer zihinsel sorunları olan bireylerin kendi kendilerine yeter hale gelmeleri özel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ihtiyaç duyacakları asgaribeceriyi kazanmalarının tek yolu eğitm olduğudur.