Daha önce ekonomist Cevdet Akçay ve matematikçi Ali Nesin ile program yapan Babacan’ın yeni konuğu emekli Dışişleri Müsteşarı Ali Tuygan’dı.
ANKARA (İGFA) - Dış politikanın konuşulduğu programda Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, "Rusların Kırım’ı işgali Sivastopol’deki askeri gücünün Kırım’a yayılmasıyla gerçekleşti. Orada uluslararası toplumun özellikle de Batı’nın sessiz kalması çok büyük hata oldu. Buradaki sessizlik Rusya’nın bu dönemde yeni bir atak yapmasının bir bakıma önünü açmış oldu" dedi.
Rusların uzun vadeli bir bakış açısıyla eski Sovyet coğrafyasında yeniden oluşturmaya çalıştıkları etkiyi hepimizin yakından izlemesi gerektiğine dikkat çeken Babacan, "Eski Sovyet coğrafyasındaki insanlara Rus vatandaşlığı verip, sonra o vatandaşlarını koruma gerekçesiyle o ülkelerin iç işlerine müdahil olmaya başlıyorlar. Burada daha uzun vadeli bakışı da görmek lazım. “Putin’in kendi hedefleri söz konusu olabilir ama bir yandan da Ukrayna’da topraklar çok verimli. Siyah toprak denilen çok kıymetli bir tarım arazisi var. Küresel ısınmada uzun vadede kuzeye göre doğru göç projeksiyonları var. İnsanlar Türkiye’nin de içinde bulunduğu kuşaktan kuzeye doğru göç etmek durumunda kalacak. Uzun vadede daha kıymetli olacak, tarım açısından da çok stratejik olan topraklara şimdiden hakimiyeti acaba devlet politikası olarak düşündüren bir planları var mı? Bu benim aklıma geliyor” diye sordu.
Babacan şu ifadeleri kullandı: "Türkiye’de otokrasi ile demokrasi arasında mücadele veriyoruz. Türkiye özgür ve demokratik dünyanın mı bir parçası olacak, yoksa temel hak ve özgürlüklerin baskı altında olduğu, demokrasinin ağır aksak işlediği bir ülke olarak mı devam edecek? Önümüzdeki seçimler belirleyici olacak. Türkiye’nin kendisine doğru bir yol seçmesi coğrafyamız açısından son derece önemli. İçerideki destek kaybının dış politikada üretilen krizlerle örtülmeye çalışılması ülkenin itibarına çok zarar veriyor. Bu konunun düzeltilmesi biraz vakit alacak. Yakın geçmişte hedef tahtası haline getirilen, düşman ilan edilen ülkeler oldu. Propaganda makinesiyle bir ülke şeytanlaştırıldı. Döndük dolaştık, ‘İlişkileri nasıl toparlarız?’ keskin U dönüşleri yapıldı. Çünkü bedeli ödenmeye başlandı."