İskenderun Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü öünasebetiyle bir bildiri yayınlayarak, nüfus artışı sanayileşme-kentleşme süreçlerinin yarattığı yoğunlaşmış çevre kirliliğinin günümüze gelindiğinde ne yazık ki küresel ölçekte bir çevresel krize dönüştüğünü belirttiler.
Dernek Yönetiminin yayınladığı bildiride şu ifadelere de yer verdi; “Ülkemizde özellikle son dönemde yürütülen kamu yararından uzak çevre politikaları sonucu; doğal alanlar, korunan alanlar, meralar, ormanlarımız, tarım alanları, sulak alanlar ve sit alanlarımız tahrip edilmekte şirketlerin kullanımına hazır hale getirilmekte, çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle adeta açık pazar haline getirilmek istenmektedir. Kutlayamadığımız ancak mücadele günü olarak kabul ettiğimiz 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bir kez daha vurgulamak istiyoruz ki;
-Su stresi yaşayan ülkelerden biri olarak kuraklık ülkemizin en önemli sorunlarından biridir.
Türkiye’nin su kıtlığına çare bulmak için iklim krizinin etkilerini azaltmak gerektiğini de unutmamalı, petrol ve kömürden vazgeçmeliyiz. Kentlerde suyu tutacak alanların çoğaltılması, yağmur suyunun binalarda doğrudan kullanımının sağlanması ve yeni binaların buna uygun yapılması,
-Türkiye’de her sene plastik atık ithalatı katlanarak artmaya devam etmekte olup çevreye, deniz canlılarına ve insan sağlığına yönelik tehlikelerine karşı atık ithalatı acilen yasaklanmalıdır.
İktidar sahipleri var olan kirli teknolojileri süreç içinde hızla azaltıp sağlıklı bir çevrede yaşanabilmesi için üzerine düşen Anayasal sorumluluklarını yerine getirmelidir.
-Son yıllarda yıkıma uğratılan tarım ve hayvancılık politikalarının tekrar düzenlenmesi, damızlık ve hayvan üretimi yeniden destek ve teşvik edilerek yerli üretime geçilmesi ve yurtdışından yapılan canlı hayvan sevkiyatlarının sonlandırılmasıdır.
-Kanal İstanbul projesinin en büyük tehlikelerinden birisi de ekosistemi değiştirerek oksijeni az alanlar oluşturma riski olduğundan habitat yıkımlarına neden olabileceği ayrıca projeyle İstanbul'un susuzluktan deprem riskine, doğanın katledilmesinden trafikten artan nüfusa birçok sorunla karşılaşacağını gerçeğini görmezden gelinmemeli sözkonusu projeden vazgeçilmelidir.
-Ülkemizin insan ve yaban hayatı için önemli köşelerinde HES inşaatları, maden ocakları hukuk tanımadan, bilim tanımadan, halkın isteklerini önemsemeden fütursuzca devam etmektedir,
Tüm çevre dostlarının, doğa ile barışık yaşamı benimseyenlerin taleplerini, halkın yükselen çığlıklarının mutlaka dikkate alınması konusunda ülkeyi yöneten iradeyi bir kez daha ısrarla uyarıyor, küresel ölçekte yapılması öngörülen çalışmalara katılmaya, katkı sunmaya, destek vermeye ve bu çalışmalara paralel olarak ülkemizin gereksinimi olan akılcı ve sağlıklı planlamaları acilen yapmaya çağırıyoruz.